Sohbet -1920 Ocak 2010
Sayın Adnan Oktar’ın Kanal CNN Türk Röportajı
ADNAN OKTAR: Samimi kanaatim, ben bir Müslüman olarak bu çocuğun bu şekilde tutulmasından rahatsızım. Bunu yapanların bunu bilmesi bir kamuoyu oluşturur. Türkiye’deki halkın, milletimizin de büyük çoğunluğu aynı düşüncede. Ama tabii bizim gönlümüz istiyor ki -kıyas olarak söylemiyorum tabii, kısas olarak da söylemiyorum- İsrail hapishanesinde tutuklu bulunan milletvekillerinin, kadınların, çocukların da kurtulmasını istiyorum. Yani tek yanlı olmaz, çünkü samimiyetsiz olur, savunmam. Ben barış gelsin istiyorum, kardeşlik gelsin istiyorum. Filistinliler de İsrailliler de Hz. İbrahim (as)’ın soyudur. Biri İsmail, Araplar, İsmail soyudur, öbürü Yakupoğulları, İsrailoğulları’dır. Dolayısıyla iki kardeş grubun birbirleriyle çekişmesini hayretle ve şaşkınlıkla izliyorum, tabii, birbirlerini çok sevecekler. Gilad niye göz altında kalsın? Çocuk bence her gün ölüm korkusuyla da bir gerginlik yaşıyor olabilir. Hapishanede bulunan kardeşlerimizin durumu da ayrıca bizi tedirgin ediyor. Bu suni gerginlik inşaAllah ortadan kalkacak. Ben açıkça söylüyorum biz Mehdiyet devrindeyiz, Mesih (as)’ın geleceği devirdeyiz. Museviler de Mesih’i bekliyorlar, yani bizim beklediğimiz Hz. Mehdi (as)’ı bekliyorlar. Benim inancıma göre Hz. Mehdi (as) ve Mesih (as) gelmiştir. Bu birçok insan için çok şaşırtıcı olacaktır, doğru, yani metafizik bir arayış var. Dünya metafiziktir, bütün olaylar da metafizik gelişir. Dolayısıyla Mehdiyet ve Mesih devrine girdiğimiz için sevgi devreye girecektir. Şefkat ve sevginin devreye girdiği bir ortamda da Giladlar o şekilde gözaltında tutulmaz, hapisteki insanlar da kurtulurlar. Ama hapisten kurtulup çıksın, terör yapsın anlamında değil; hapisten çıkan melek gibi bir karakterle çıkacak. Güzel huyla çıkacak, sevgiyi savunacak, İsraillilere sarılacak, onlar da onlara sarılacaklar. Kardeşçe ve dostça bir ortam olacak.
MUHABİR: Şimdi siz de aradasınız, yardım çağrısı var. Siz bu konuda kiminle görüşmeyi düşündünüz? Yani aracı anlamında, araya girmek anlamında mı, sadece yardımcı olabilmek açısından mı?
ADNAN OKTAR: İşin doğrusu tabii böyle bir şeyde ben “şunlarla şunlarla görüşüp, bu konuyu halledeceğim” demem. Yapıyor olsam da söylemem. Ama mesela şimdi Noam Shalit önümüzdeki günlerde gelecek. Biz telefonla görüşüyoruz, bağlantıdayız bir süreden beri görüşüyoruz. Ama can güvenliği nedeniyle ben ne geliş tarihini, ne de geliş saatini söylemem. Bu konuda da tabii temkinli bir tavır izliyoruz. Ama kamuoyu, Türk kamuoyu çok önemlidir. Türk-Arap alemi için, bütün İslam alemi için önemlidir. Türkiye’de bir kamuoyu oluşturulması bu konu için bence yeterlidir, fazla fazla yeterlidir.
MUHABİR: İsrail yönetiminin Filistinli askerlerin bir kısmını, gözaltında bulunanları serbest bırakacağına inanıyor musunuz?
ADNAN OKTAR: Onların istediği şu benim tahminim; onların artık teröre bulaşmayacaklarına dair kesin kanaatleri oluşursa konu hallolur. Yani onların endişesi o. Aslında İsrailliler de çok güzel insanlar. Yani dindar İsrailliler çok güzel huyludurlar. Müslümanları severler. Onları ben-i Nuh olarak görürler ve mümin olarak görürler. Benim İsrailli dostlarım beni çok severler, ben de onları çok seviyorum. Şeytani düşünce, deccali düşünce; Müslümanlarla İsrailoğulları’nı sanki mücadele etmesi gerekiyormuş gibi bir mantığa sürükledi. Halbuki onlar Ehl-i Kitap’tır, tek Allah’a inanırlar. Ve bütün peygamberlere inanırlar. Cennete, cehenneme inanırlar. Yani bildiğimiz ehl-i iman insanlardır. Ama tabii bir Müslüman olarak kendi dinimizi hak din olarak görürüz. Onlar da kendi dinlerini hak din olarak görürler, çok makuldür. Ama iki dinin birbiriyle mücadelesi diye bir şey yok Kuran’da. Onlar da Ehl-i Kitap’tır, Ehl-i Kitap’ta Allah’ın birliği konusunda bir ittifak vardır. Ama onlar kendi hallerine bırakılır, takdir Allah’ın. Yani şu cennetliktir, şu cehennemliktir, biz diyemiyoruz. Ben kendim için bile bilmiyorum, cennete mi gideceğim, cehenneme mi gideceğim bilemem. hiç kimseyi bilemeyiz. Ama gönlümüzdeki, tabii bütün dünya Müslüman olsun, bu da Hz. İsa (as)’ın zamanında olacaktır. Hz. İsa (as)’ın gelişiyle olacaktır. Onu da 10-20 yıl içerisinde insanlar görecekler. Türk İslam Birliği’ni de görecekler. Aslında Türk İslam Birliği, olayın kökünden hallolmasına sebep olacak. Yani Türk İslam Birliği oluşmadan, Filistin-İsrail sorunu çözülmez. Bunun da üzerinde Hz. Mehdi (as), Mesih (as) zuhur etmeden çözülmez. Yani çözülmüş olsa, 100 yıldan 150 yıldan beri çözülürdü. Çok girişimler oldu, Mehdiyetin, Mesihiyetin o sevgisi, coşkusu, aşkı, tutkulu muhabbeti bu konuyu çözecektir. Ben mesela İsrailli kardeşlerimi çok seviyorum, çok şefkat duyuyorum. Onlar bana sarılır, ben onlara sarılırım.
MUHABİR: Asıl toplantının amacı nedir?
ADNAN OKTAR: Yine sevgimizi gösterip, biraz da şeytanı çatlatmak.
MUHABİR: Peki o zaman, teşekkürler.
ADNAN OKTAR: Tamam, ben de size teşekkür ediyorum.