Avın Yerini Tespit Eden Hassas Alıcılar

Avın Yerini Tespit Eden Hassas Alıcılar

Geceyarısı zifiri karanlık bir odada da uyusanız, sivrisinek kolaylıkla sizi bulur. Bütün vücudunuz yorganla örtülü olsa, ancak sadece bir eliniz açıkta kalsa, sivrisinek anında bu açığı tespit eder ve kanı oradan emer. Peki sivrisinek bu işi, insanlar için genellikle son derece tatsız ve üzerinde düşünmek istemedikleri bir konu da olsa nasıl başarmaktadır? Karanlıkta avlarını elleriyle koymuş gibi bulabilmelerinin sırrı nedir?Cevap yine bizi sonsuz akıl sahibi olan Rabbimize götürecektir.: Sivrisinek, avını bulabilmesi için kompleks bir sistemle donatılmıştır. Bu sistem ısı, gaz, nem ve çeşitli kimyasal maddelere duyarlı reseptörler içerir. Bu sayede sivrisinek, avının yerini karanlıkta dahi çok kolay tespit eder.


Yalnızca dişi sivrisinekler yumurtalarını beslemek amacıyla kan emerler. Erkek sivrisinek ise yalnızca bitki özleriyle beslenirler.

Isıya hassas algılayıcılar kullanmak, günümüz askeri teknolojisinde de sık sık kullanılan ve özellikle karanlık ortamlarda oldukça etkili olan bir yöntemdir. Sivrisineğin vücudunda da çok hassas bir ısı algılayıcısı vardır. "Tarsi" adı verilen bu organ, sivrisineğin ön ayaklarında bulunur. Bunlar, bir vücuttan gelen ısı dalgalarını keşfettiklerinde sivrisinek adeta ona doğru çekilir ve hiç yanılmadan hedefine ulaşır. Dahası bu ısı algılayıcısı sayesinde, derinin altında kanın yoğun olduğu bölgeleri çünkü damarlar dokulardan daha sıcaktır kolaylıkla bulur.Bir başka deyişle, zifiri karanlıktaki yatak odasına giren bir sivrisinek, uyuyan kişinin açıktaki bedenini, hatta cilde yakın damarlarını gayet net bir biçimde algılar.Sivrisineği çeken bir başka unsur da karbondioksit gazıdır. İnsan ve hayvanların nefesinde bulunan bu gaz, sivrisinekler için oldukça çekicidir ve avını bulmasına yarayan önemli bir ipucudur.

Sivrisinekler doğal hayatta birçok canlının besin kaynağıdır. Kamuflaj yapan örümcek bir sivrisinek avlamış.

Karbondioksitin sivrisinekler üzerindeki etkisini kanıtlamak için yapılan bir deneyde, iki insan maketi birbirlerinden 2 metre uzağa konulmuştur. Daha sonra da, bu maketlerin ağız kısmına yerleştirilmiş bir mekanizmadan dışarıya, nefes alıp verme hızıyla karbondioksit verilmiştir. Bunun hemen ardından sivrisinekler maketlerin başlarının etrafında dönmeye başlamışlardır.Kanda bulunan aminoasitlerin, aminlerin, amonyağın ve laktik asitin karışımı da sivrisineği cezbeder; bu maddelerin 2000 defa seyreltilmiş derişimi bile, sivrisinek için, saf sudan 5 kat daha fazla çekicidir. Nem de sivrisineği çeken önemli faktörlerdendir.Kısacası sivrisinek, ısı, gaz, nem ve koku dedektörleriyle yüklü bir savaş uçağı gibidir. Avını karanlıkta göremese bile, hedefi yanılmadan bulabileceği üstün sistemlerle donatılmıştır. Yaklaşık 25 ila 30 metreden avının varlığını ve yerini tespit edebilir.

Sivrisinekler, son derece hassas ısı algılayıcılarına sahiptirler. Etraflarındaki varlıkları, yandaki resimdeki gibi sıcaklıklarına göre renk renk algılayabilirler.Bu algılama ışığa bağımlı olmadığı için, karanlık bir odada bile kan damarlarını rahatlıkla bulurlar. Sivrisineğin ısı algılayıcıları, 1/1000 derecelik sıcaklık değişmelerini bile fark edecek hassasiyettedir.

Böylesine özel bir yapının sözde tesadüflerin ardı ardına eklenmesi sonucunda oluşamayacağı açıktır. Bunun imkansızlığını birlikte görelim.Bilindiği gibi yumurtalarının protein ihtiyacını karşılayabilmek için, dişi sivrisineğin kana ihtiyacı vardır. Bu kanı temin etmesi için de avını bulması zorunludur.Evrim teorisinin iddiaları göz önüne alındığında, sivrisineğin yukarıda sıraladığımız algı yeteneğini zaman içinde, aşama aşama kazanmış olması gerekir. Ancak sivrisineğin binlerce yıl boyunca, kendi vücudunda tesadüfler sonucu bir ısı reseptörü oluşmasını bekleyecek zamanı yoktur. Eğer bu algılama sistemi doğuştan olmazsa sivrisinek avını bulamaz ve yumurtalar ölür. Yani zaman içinde gelişim diye bir olasılık asla söz konusu değildir.Sivrisineğin sahip olduğu algılayıcıları bir kez daha tekrar edelim; Isı, nem, gaz ve kimyasal madde algılayan sistemler. Bunların yanında bir de, karşı cinsi algılamasını sağlayacak titreşim duyargaları.10 mm boyundaki sivrisineğin, bu kadar etkili algılama sistemleriyle donatılmış olması, ihtiyaçlarının doğuştan karşılandığı anlamına gelir. Bu kusursuz sistemi yaratan ve sivrisineği yoktan var eden Allah'tır. Allah yeryüzündeki her canlıya rızkını verdiği gibi, bu rızıklara ulaşmalarını sağlayan yetenek ve donanımları da vermiştir. Bir ayette, bu gerçek şöyle haber verilir:

Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı O'na ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. Tümü apaçık bir kitaptadır. (Hud Suresi, 6)