Hristiyanlığa sonradan ve çeşitli aşamalarla eklenmeye çalışılan teslis inancı

Hristiyanlığa sonradan ve çeşitli aşamalarla eklenmeye çalışılan teslis inancı

"Teslis" hiçbir kutsal metinde yoktur. Ne isim ne de öğreti olarak Hristiyanlığın –veya diğer hak dinlerin– hiçbir kutsal öğretisinde yer almamaktadır. Bunu Hristiyanların kendileri de kabul ederler.Teslis inancı, tarih içinde uydurulmuş ve İncil'e de çeşitli aşamalarla yerleştirilmiştir. Bunlar şöyle özetlenebilir:*Hz. İsa (as)'ın tanrı olduğuna dair iddialar 325 İznik Konsili'nde,*Kutsal Ruh'un tanrı olduğuna dair iddialar 381 İstanbul Konsili'nde,*Hz. İsa (as)'ın biri beşeri ve diğeri tanrısal olarak iki tabiatı olduğuna dair iddialar ise 451 Kadıköy Konsili'nde kabul edilmiştir.*Teslis konusu her ne kadar 381 İstanbul Konsili ile belirli bir şekil almış ise de, teslis unsurlarının tabiatı ve aralarındaki ilişki hiçbir zaman herkesin uzlaştığı kesin bir çözüme ulaştırılamamıştır.*Matta İncili'nin "baba oğul ve kutsal ruh adına vaftiz ediniz" şeklindeki cümlesi dışında, hiçbir kutsal metinde Kutsal Ruh kelimesinin, teslisin ilk iki unsuru olan baba ve oğul kelimeleri ile birlikte zikredildiği tek bir cümle dahi yoktur.*Hatta Kutsal Ruh'un tanrı olduğuna dair İncil'in hiçbir yerinde bir ifade ve işaret yoktur. Aksine bazı Hristiyan kaynaklarında Kutsal Ruh'un, Kuran'da ifade edildiği şekilde "Ruh'ul Kudüs" yani Cebrail (as) anlamına geldiği belirtilmektedir.*Matta İncili'nin son bölümüne 4. yüzyılda kabul edilen üçleme inancına uygunluk sağlaması için 28/18, 20 olarak numaralandırılan pasaja "baba, oğul ve kutsal ruh adıyla vaftiz olma emri" ilave edilmiştir.*Dördüncü yüzyılda resmileşen üçleme doktrini, birinci yüzyılda yazılan metne eklenmiş, böylece bu metnin, Konsil'in aldığı karar ile Matta İncili'ne uyumu sağlanmıştır. Sonradan yapılan bu eklemelerle, tevhid inancını savunan bir metin, üçleme inancını işaret eder hale getirilmiştir.*Neredeyse herkesin aynı konuda farklı bir görüşü olmuştur. Bunun için herkes herkesi hata yapmakla, sapıklıkla ve zındıklıkla suçlamıştır. Hatta kimi zaman aynı inanca sahip teslisçiler bile farklı görüşlere sahip olmuşlardır.