Altınçağ'da Sinema, Müzik, Tiyatro Alanlarında Yaşanacak İlerlemeler

Altınçağ'da Sinema, Müzik, Tiyatro Alanlarında Yaşanacak İlerlemeler

Altınçağ'da yaşanacak olan üstün sanat anlayışını anlayabilmek için, cahiliyedeki sanat üzerinde biraz düşünmek gerekir. Günümüz sanatçıları tarafından meydana getirilen sanat eserlerinin büyük bir bölümünde taklit, monotonluk ve daha önceden yapılan eserlerin tekrar edilmesi dikkati çeker. Çoğu kişi düşünerek, çaba sarf ederek yeni eserler üretmeye çalışmaz, var olan tekrar edilir. Zaman zaman diğerlerinden biraz farklı bir eser ortaya çıkaran kişiler bulunsa bile, bu eser daha sonra binlerce kez taklit edilir ve yapılan değişiklik çok kısa bir sürede önemini kaybeder.Herhangi bir müzik eserinin seslendirilmesinde bile çoğu zaman bir tekdüzelik yaşanır. Bir şarkı çok farklı enstrümanlarla, seste çok farklı iniş çıkışlar denenip, farklı farklı şekillerde yorumlanabilecekken, hep aynı kalıplar üzerinde çalışılır. Bunun altında da yeni fikirlere kapalı olunması, dar düşünülmesi ve insanlar arasında yaratılan rekabet ve çekişme yatar. Çoğu insan müzik konusuna da maddi bir çıkar ya da ün elde etmek niyetiyle yaklaştığından, ünlü olan kişileri ya da sevilen bir parçayı taklit ederek ön plana çıkmaya çalışır. Bu nedenle de müzikte hep belli akımların arkasından gidenler, birbirinden hiç farkı olmayan eserler ortaya çıkarırlar. Yeni bir akım çıkana kadar aynı ritm, aynı melodi, aynı sözler tekrar edilir.Tiyatroda da bu tip eserlerin ortaya çıkmamasının sebebi aynıdır. Yüzyıllardan bu yana hep mevcut olanlar, yeni düzenlemelerle tekrar edilir. Hatta hareketler ve konuşmalar bir yerden sonra o kadar tekdüzeleşir ki, devamlı bir tiyatro izleyicisi konuşmaları ezbere söyleyebilecek hale gelir. Kimin nerede ne tepki vereceğini hemen anlar. Günlük hayattan bir anı canlandırmak için yapılan konuşmada, normal hayatta olmayan mimikler, ses tonu, hitap şekli, üslup, tavırlar kullanılır.Oysa Kuran ahlakının yaşandığı Altınçağ'da herkes güzelliklerden hakkıyla zevk almayı öğrenecek, her konuda olduğu gibi sanatta da en güzelini, göze ve kulağa en hoş geleni seçecektir. Altınçağ'ın sağladığı refah ve bolluk ortamında sanatçılar herkesi hayran bırakacak eserler ortaya çıkarabileceklerdir. Gerek müzikte gerekse diğer sanat dallarında çok fazla sayıda ve birbirinden farklı eserler ortaya çıkacaktır ve bu eserler de birbirinin benzeri olmayacaktır. Daha önce hiç görülmemiş güzellikte müzik klipleri, eğlence şekilleri geliştirilecek, hayatın her anı çok zevkli hale getirilecektir.Elbette günümüzde de güzel eserler meydana getiren insanlar vardır. Ancak bu insanların sayısı baştan beri belirttiğimiz nedenler dolayısıyla kısıtlı kalmaktadır. Bu yüzden de şu an sadece belli yerlerde ve belli kişilerin istifade edebildiği güzellikler, sanat eserleri mevcuttur. Altınçağ'da ise bu güzellikler tüm insanların kullanımına sunulacaktır.Burada sayılanlar Altınçağ'da sanat alanında sağlanacak ilerlemelerden sadece bir kaç örnektir. Kuran'a eksiksizce tabi olunduğu her ortamda müminlerin hayatı hem sanatsal açıdan hem de zenginlik, bolluk ve bereket açışından eşsiz bir güzellik içinde olur. Allah, insanlar samimi olarak iman ettikleri taktirde onları nasıl nimetlerle ödüllendireceğini, bu nimetlerden mahrum kalmalarının tek nedeninin ise, inkar etmeleri olduğunu şöyle bildirir:

Eğer insanlar (Allah'a karşı isyanda birleşip) tek bir ümmet olacak olmasaydı, Rahman'ı (Allah'ı) inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri merdivenler yapardık. Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik)… (Zuhruf Suresi, 33-35)


Çevremizde gördüğümüz Allah'ın eşsiz yaratış örnekleri, tüm sanat dalları için birer ilham kaynağıdır. Bir üzüm dalındaki güzellik, kelebeğin kanatlarındaki eşsiz renk uyumu, bir kuğunun zerafeti, çiçeklerdeki renk ve doku güzelliği ya da bir zebranın, kaplanın kürklerindeki eşsiz uyum bunlardan sadece birkaçıdır. Sanat bu güzellikleri dile getirmenin, yorumlamanın, günlük hayatın içine taşımanın en önemli yollarından biridir. Resim, müzik, dekorasyon gibi birçok sanat dalı da insanın içinde yaşadığı bu coşkuyu insanlara aktarabileceği yollardır.

 


Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. (Fatır Suresi, 33)Ona: "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman:) Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum." (Neml Suresi, 44)

Sağdaki resimlerde Hz. Süleyman (as)'ın muhteşem sarayının illüstrayonları görülmektedir.