Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) Bu Yüzyılda Gelecektir

Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) Bu Yüzyılda Gelecektir

Her yüz senede bir din ahlakını bidatlerden kurtarmak ve yenilemek için Allah tarafından bir zatın gönderildiği, Sünen-i Ebu Davud, Mektubat-ı Rabbani gibi büyük ve muteber ehli sünnet alimlerinin eserlerinde açık bir şekilde belirtilmiştir:

Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah (sav) şöyle buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah her yüz senenin başında şu ümmetin dinini bidatten (dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir. (Sünen-i Ebu Davud, 5/100)Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadislerde ahir zamanda zuhur edeceği müjdelenen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış zamanı olarak ise Hicri 1400 yılı verilmiştir:

"İnsanlar 1400 senesinde Hz.Mehdi (as)'ın yanında toplanacaklardır." (Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108)Bu 100 yıllık sürede İslam ahlakı belli bir süreç içinde tüm dünyaya hakim olacak, din ahlakına karşı mücadele veren Deccaliyet sistemi ise tamamen ortadan kalkacaktır. Ancak aşağı yukarı 100 sene kadar sürecek olan bu yükselme döneminin ardından yani Hicri 1500'lerle birlikte Dünya yeniden bir bozulma sürecine girecektir. Ehl-i Sünnetin büyük hadis ve fıkıh alimlerinden biri olan İmam Ahmed İbni Hanbel gibi birçok alimin birbirlerinden naklettikleri bir hadiste Peygamberimiz (sav) kendine kadar dünyada geçen zamanın 5600 yıl olduğunu bildirerek insanlık tarihinin başlangıcı hakkında önemli bir bilgi vermiştir:

Ahmed İbni Hanbel İlel'inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed'den O da Vehb'den rivayet etti: DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman, sf. 89)Diğer yandan başka birçok hadiste ise dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğuna dair açık izahlar bulunmaktadır:

Enes Malik 'den tahric etti. O dedi ki, Resulullah (sav) buyurdu: DÜNYANIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDE YEDİ GÜNDÜR. Allah-u Teala buyurdu ki: RABBİN KATINDA BİR GÜN SİZİN SAYDIKLARINIZDAN BİN YIL GİBİDİR. Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişcesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 88)

Dakkak b. Zeyd-ü Cüheni 'den rivayet ettiler: Ben gördüğüm bir rüyayı Resulullah (sav)'e anlattım. Bu rüyada Peygamber (sav) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi: O buyurdu ki, YEDİ BASAMAKLI GÖRDÜĞÜN MİNBER ŞU DÜNYANIN ÖMRÜ OLAN YEDİ BİN SENEDİR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 89)

Hicri 1300'ün ve son bin yılın en büyük müceddidi olan Üstad Said Nursi Hazretleri ise İslam ahlakının hakimiyet süresi için Hicri 1500'leri vermiştir. Üstad bu tarihlere kadar ki dönemin Müslümanların açık ve aşikar galibiyet dönemleri olacağını ifade etmiştir. Bundan sonraki yıllarda ise İslam ahlakının dünya üzerindeki yükseliş döneminin sona ereceği ve kafirler için bir kıyamet kopmasının Hicri 1545 itibariyle söz konusu olacağını söylemiştir. (Doğrusunu Allah bilir.)

"Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır."

"Ümmetimden bir taife.." fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. "Hak üzerinde olacaktır." (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. "Allah'ın emri gelinceye kadar" (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545 (2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder. (Kastamonu Lahikası, s. 33)

Büyük ehl-i Sünnet alimi Berzenci Hazretleri de dünyanın ömrünün Hicri 1600'e ulaşmayacağını yani Hicri 1500'lü yıllar içinde kıyametin kopmasının Allah'ın izniyle beklendiğini ifade etmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)

BU ÜMMETIN ÖMRÜ BİN SENEYİ GEÇECEK, FAKAT BİN BEŞ YÜZ SENEYİ AŞMAYACAKTIR... (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299)Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadise dayalı olarak Suyuti Hazretleri ise yaptığı açıklamada şöyle belirtmektedir:

"BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK." (Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu'l-İlel, s. 89)Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden ve büyük İslam alimlerinin açıklamalarından da açıkça anlaşıldığı üzere, içinde bulunduğumuz Hicri 1400'ler Hz. Mehdi (as)'ın zuhur çağıdır. Bu yüzyılda Hz. Isa (as) yeniden yeryüzüne gelecek, Hz. Mehdi (as) zuhur edecek ve İslam ahlakı yeryüzüne hakim olacaktır.

Elçilere Karşı Gelenler

Allah bir ayette "İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık..." (Furkan Suresi, 31) şeklinde buyurmuştur. Ayette açıkça belirtildiği gibi, her dönemde Allah'ın elçilerine düşman olan, onları engellemeye çalışan kişiler olmuştur. Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişinde de kendisine düşman olanlar, karşı çıkanlar olacaktır. Elbette bu düşmanların başında olan, inkarcıların liderliğini yapan, bir ayette dikkat çekildiği gibi "kötülüğü örgütleyip düzenleyen" bir şahıs da olacaktır.İşte bu şahıs, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde deccal olarak tanıtılır. Deccal Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre deccal, "yalancı, hilekar; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (nifak koyan, bozan, fenalaştıran) ve me'lun (Lanetlenmiş, kovulmuş) bir kişidir." Deccal ahir zamanda (dünyanın son devirlerinde) ortaya çıkacak en büyük negatif gücün adıdır. Hadislerde genelde bir şahıs olarak tasvir edilmektedir, ancak bu bir kişi olabileceği gibi, şiddete ve vahşete eğilimli, şeytani özelliklere sahip ve insanlara zulmeden bir ideoloji de olabilir.Ahir zaman gibi olağanüstü olayların gerçekleştiği bir dönemde Allah'ın elçisine düşmanlık yaparak şeytanın sistemini hakim etmeye çalışacak olan deccal, tarihin belki de en şiddetli inkarcılarından biri olacaktır. Nitekim Peygamberimiz (sav) deccalin fitnesinin büyüklüğünü şöyle tarif etmiştir:

Adem'in yaratılışından kıyamete kadar geçen zaman içerisinde Deccal'den daha büyük bir hadise yoktur. (Tirmizi, s. 82; Müslim, Fiten: 126)Hz. Muhammed (sav)'in başka hadislerinde deccal, kıyametin önemli alametlerinden biri olarak haber verilmektedir:

Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, deccal, Dabbetu'l arz, Güneş'in batıdan doğması, İsa'nın yeryüzüne inmesi... (Büyük Hadis Külliyatı, 5. cilt, s. 362)Büyük İslam alimleri de deccalin kıyamet öncesinde yeryüzüne geleceğini kesin bir bilgi olarak aktarmışlardır. Örneğin Ebu Hanife bu konu hakkında şunları bildirmektedir:

Deccalin, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneş'in batıdan doğması, İsa (as)'ın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde varid olduğu vech ile, haktır, olacaktır. (Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber, Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982)Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) ile aynı dönemde yani ahir zamanda yeryüzüne gelecek olan deccalin yenilmesi için Allah Hz. İsa (as)'ı vesile edecektir. Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği gibi Hz. İsa (as), deccali manen yok edecek ve yeryüzünde İslam ahlakının tam olarak hakim olduğu, kutlu bir dönemin başlamasını sağlayacaktır. Hz. İsa (as)'ın deccali yok etmesiyle ilgili bir hadis şöyledir:

Deccal, Hz. İsa (as)'ı görünce su içinde tuzun erimesi gibi erir ve koşarak kaçıp gider. Hazreti İsa (as) (deccalin arkasından): "Benim sana indireceğim bir darbe var, sen bu darbeden hiç kurtulamazsın", der ona (Filistin'deki Bab-ü Lüdd denilen mevkide yani) Bab-ü Lüdd'ün şark tarafındaki bab-ü Remle (Reml kapısı; Reml, Filistin''de bir kasabanın ismidir) yanında yetişerek deccali yok eder. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 496)Büyük İslam alimi Bediüzzaman da eserlerinde, ahir zaman ve Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişi konularına çok geniş yer ayırmıştır. Özellikle vurguladığı konuların başında ise Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne geldiği sırada dünya üzerindeki dinsizliği temsil eden deccal ile çok büyük bir mücadele yürütüp, onu yeneceğidir. Bediüzzaman'ın bu konudaki bazı açıklamaları şöyledir:

Hem alem-i insaniyette inkar-ı uluhiyet (Allah'ın kainattaki hakimiyetini inkar) niyetiyle medeniyet ve mukaddesat-ı beşeriyeyi zir ü zeber (karmakarışık) eden deccal komitesini, Hazret-i İsa'nın din-i hakikîsini (gerçek dinini) İslamiyet'in hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkar ve fedakar bir İsevi cemaatı namı altında ve "Müslüman İsevileri" ünvanına layık bir cem'iyet, o deccal komitesini, Hazret-i İsa'nın riyaseti (reisliği) altında yok edecek ve dağıtacak; beşeri, inkar-ı uluhiyetten kurtaracak. (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, 29. Mektup, s. 441)

... "O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazreti İsa (as) onu (deccali) yok edebilir, başka çare olamaz." rivayet edilmiş. Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semavi ve ulvi, hâlis bir din İsevilerde zuhur edecek ve hakikat-ı Kur'aniyeye (Kuran hakikatlerine) iktida (tabi olan) ve ittihad eden bu İsevi dinidir ki, Hazret-i İsa (as)'ın nüzulü (inişi) ile o dinsiz meslek mahvolur ölür. Yoksa onun (deccalin) şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir. (Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, 5. Şua, s. 581)

Üstad'ın bu açıklamasında gerçek İsevilik olarak adlandırdığı din İslam'dır. Üstad'ın diğer açıklamaları da göz önünde bulundurulduğunda bu durum açıkça görülmektedir. Nitekim, hadis-i şeriflerde de Hz. İsa (as)'ın Kuran ile hükmedeceği, Hıristiyanlığın batıl inanışlarını ortadan kaldırarak, insanları tek bir din altında –yani İslam ahlakında- toplayacağı bildirilmektedir.Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi Hz. İsa ve deccal aynı dönemde yeryüzünde bulunacaklardır. Dolayısıyla tıpkı kıyamet alametleri ve Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametleri gibi deccalin alametleri de, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişinin bir habercisidir. Yine ilerleyen bölümlerde deccalin çıkış alametlerine detaylı olarak değinilecek ve Hz. İsa (as)'ın gelişinin yakın olduğu bu vesileyle bir kez daha vurgulanacaktır.