Ateş Karıncaları

Ateş Karıncaları

Ateş karıncaları küçük, kırmızı böceklerdir. Ama bu küçüklüklerine rağmen, çok büyük işler becerebilirler. Sadece Amerika’da 20 çeşidi bulunan bu karıncaların kraliçeleri, günde 5.000 yumurta üretebilir. Birçok karınca türü kolonisinin birkaç yüz işçisi varken, bu türün kolonilerinin sadece işçi sayısı yarım milyon kadardır. Ateş karıncalarının çiftleşmiş tek bir kraliçesi, 240.000 işçilik bir koloni üretebilir.41

Çok saldırgan olan ateş karıncalarının işçileri, avlarına zehirli iğneleriyle hırçınca saldırırlar. Genç ateş karıncalarının, sürüngenleri ve geyik yavrularını öldürdükleri ya da sakatladıkları görülmüştür. Ayrıca bu saldırgan karıncalar, kimi zaman elektrik kablolarını parçalayarak elektrik kesintilerine de sebep olabilirler. Bir dönem Güney Amerika’yı istila etmişler ve insanları dehşete düşürecek zararlara sebep olmuşlardır. O yılın bütün tanınmış gazete ve dergilerinden anlaşılan, elektrik kablolarını keserek elektrik kesintilerine sebep olan, ekinlere milyarlarca dolar zarar veren, asfaltları çöküntüye uğratan, insanları sokarak alerji şoklarına sebep olan bu karıncaların, insanları açıkça çaresiz bıraktığıdır. Güçlü çeneleri sayesinde açtıkları tünellerle asfaltların, yolların çökmesine sebep olmuşlar ve ayrıca çevreyi de yukarıda bahsedildiği şekilde tahrip etmişlerdir.

Mikroplardan korunma
Amerikalı uzmanlar ateş karıncalarının sözkonusu istilalarını engelleyebilmek için çok çeşitli metodlar denediler. Bu amaçla karıncaların yedikleri sineklere mikrop vererek koloni içinde bulaşıcı bir hastalık yaymayı düşündüler. Ama hayret verici bir şekilde mikroplu sineklerin karıncalara hiçbir zarar veremediği görüldü. Yapılan incelemelerde ise karıncaların, canlılar dünyasındaki ilginç savunma sistemlerinden birine sahip oldukları fark edildi: Boğazlarında yer alan mikroplardan koruyucu bir yapı... Bu yapı sayesinde karıncaların yedikleri herhangi bir şeyde bulunan bakteriler vücuda giremeden boğazda takılıyordu.

Ateş karıncalarının üstün bir aklın ürünü olan korunma sistemleri bununla da bitmez. Yuvanın çevresine ve larvaların üstüne zehir keselerinde üretilen anti-mikrobik bir sıvıyı püskürtürler. Bu sayede de yuvayı ve larvaları tamamen dezenfekte etmiş olurlar.42

Son derece olağanüstü bir savunma sistemi ile donanmış bu karıncalar, muhakkak ki, bunun farkında bile değildirler. Vicdan sahibi bir insan, böyle bir sistemin tesadüfen oluştuğunu iddia edebilir mi? Karıncaların böyle bir sistemi kendi başlarına kurdukları da söylenemez. O halde bu filtreyi karıncaların boğazlarına yerleştiren ve anti-mikrobik bir sıvı üretmeyi ilham eden kimdir? Şüphesiz insanların, karıncaların ve başıboş tesadüflerin üretemeyeceği bu özellikleri yaratan, sonsuz ilim sahibi Allah’tır.

Çalışkan karıncalar
Savunma ustası ateş karıncaları, aynı zamanda çok da becerikli ve çalışkandırlar. 30 cm. yüksekliğe ve 60 cm. genişliğe varan tepecikler inşa edip, yerin altında 1.5 m. derinliğe inebilen labirent tüneller oluşturabilirler. Bazı alanlarda ateş karıncaları, sayısı 350’ye varan tepecikler inşa etmişlerdir. Bu kadar küçük canlıların, böylesine büyük yuvalar kurabilmesi elbette çalışkanlıkları sayesindedir. Peki karıncaları dünyanın en çalışkan canlılarından biri yapan güç nedir? Gün boyunca hiç durmadan dinlenmeden çalışmaları ve son derece geniş alanlara yayılmış yuvalar kurmaları gerçekten şaşırtıcıdır. Tek bir tanesi bile “ben bugün çok çalıştım biraz dinleneyim” veya “bugün de canım hiç çalışmak istemiyor en iyisi bir köşede oturayım” demez. Bu, gerçekten de düşünülmesi gereken bir konudur. Unutmamak gerekir ki, insanlar bir işi sonuçlandırmaları zaruri olduğu durumlarda bile yoruldukları veya üşendikleri için irade kullanamadıkları zamanlar olur. Oysa karıncalar son derece büyük bir çaba ve irade gösterip başladıkları işi mutlaka sonuçlandırırlar. Karıncalara bu güçlü iradeyi ve azmi veren, şüphesiz tüm varlıkların tek sahibi olan Allah’tır.

Savunma sistemini delebilen taktik ustası
Ateş karıncalarının en korkunç düşmanı, asalak bir karınca cinsi olan Solenopsis davgeri’dir. İnsanların anlamakta bile zorlandığı çok yönlü savunma sistemini delebilen bu canlı, yine bir başka karınca cinsidir. Bu parazit karıncanın, ateş karıncasının yuvasına nasıl "sızdığı" bilinmemektedir. Ama bir kez yuvaya kabul edildi mi, asalak karınca hemen kraliçeye saldırır ve antenine, bacağına ya da boğazına kenetlenir. İşçi karıncaların, doğal olarak bu saldırganı yoketmesi gerekirken hiçbir şey yapmamaları, açıklama getirilmesi çok zor gibi görünen bir konudur. Oysa bunun cevabı basittir. Parazit boğazına kenetlenerek kraliçenin feromenini taklit etmektedir. Bundan sonra işçiler, farkında olmadan bütün güçlerini, kraliçeyi boyunduruğu altına alan bu asalağı beslemeye harcarlar. Çünkü feromenlerini taklit eden bu asalağı, kendi kraliçeleri sanmaktadırlar. Kraliçeleri ise, işçiler onu beslediklerini zannederken ölür.43

41 New Scientist, November 4, 1995, sf.29
42 Bert Hölldobler-Edward O.Wilson, Journey to The Ants, Harvard University Press, Cambridge, 1994, sf.6
43 Science, Vol.263, 18.03.94