Uzaklık Algısı ve Derinlik Hissi

Uzaklık Algısı ve Derinlik Hissi

Uzaklığın belirlenmesinde beyin özel bir yöntem kullanır. Boyutları daha önceden bilinen bir cismin uzaklığı, retina üzerine düşen görüntünün büyüklüğünden tespit edilir. Örneğin bir insanın retinadaki görüntüsünün büyüklüğünden ne kadar uzakta olduğu aşağı yukarı hesaplanır.

İnsan hiçbir zaman böyle hesapların kendi beyninde otomatik olarak yapıldığını fark etmez. O sadece baktığı cismin uzak ya da yakın olduğunu fark eder. Eğer böyle hızlı çalışan bir hesap sistemi olmasaydı, uzaklık-yakınlık kavramları devamlı karışacağı için, hayat son derece güçleşirdi. Hiçbir aracı kullanamaz, yolda bile yürüyemezdik. Dış dünya, perspektifi olmayan karmaşık şekiller yığını haline gelirdi.Derinlik hissi paralaks etkisi ile oluşur. Her iki retinaya ulaşan görüntüler birbirinden biraz farklıdır. İki ayrı gözden, 3 boyutlu ortamda iki farklı açıdan elde edilmiş, anlık olarak birbirinden farklı 2 fotoğraf karesi beyne ulaşır. İki göz bebeği arasındaki uzaklık bu açısal farklılığın olması için yeterlidir. Derinlik algısı, bu iki boyutlu iki görüntünün beyinde karşılaştırılması ile oluşur. Buna ‘Paralaks etkisi’ denir.

A1. Askılı bağ doku
2. Kirpiksi kas
3. Düzleşmiş lens

B1. Gözbebeğini kasıcı kas
2. Kirpiksi kas
3. Kalınlaşmış lens

C1. Okülomotor çekirdek kompleksi Edinger-Westhpal çekirdeği Somatik motor çekirdeği
2. Orta düzkasa giden sinir
3. Orta rektus kasları

Uzak mesafe görüşünde gözde çalışan bölümler ve yaşananlar:A. Büyük gözbebeği ve gevşemiş kirpiksi kas.
B. Yakın görüntü için uyum, gözbebeğini kasan kaslar daralarak gözbebeğini küçültür ve kirpiksi kaslar kasılır. Bunun sonucunda askılı kaslar gevşeyerek daha kalın lensler ortaya çıkarırlar.
C. Orta rektus kasları kasılarak görüntünün birleşmesini sağlar.

Tek gözde oluşan görüntü ile de derinlik algısı oluşur. Burada ise gözlemcinin hareket etmesi gerekir. Buna ‘hareket paralaksı’ denir. Bu özellikle başlarını yukarı ve aşağı hareket ettirmek zorunda kalan güvercinlerde görülen bir özelliktir. Burada işleyen kurala göre, uzaktaki nesneler daha yavaş hareket ederken, daha yakındaki nesneler daha hızlı hareket ederler. Hareket halindeki görüntüleri izlemek uzaklıklarını yorumlamak için yeterli olurken, sabit görüntülerin uzaklıklarını başımızı hareket ettirerek anlayabiliriz. Tek gözü olan bir insan, örneğin trafikte, nesnelerin hafızasındaki büyüklüklerine göre uzaklık hesabı yapar, ya da hareket paralaksı yöntemini kullanarak, devamlı başını sağa ve sola hareket ettirerek görür.Paralaks etkisi her ne kadar 3 boyut algısı oluştursa da, biz hep retina üzerindeki iki boyutlu görüntüler ile muhatap oluruz. Sonuç itibariyle derinlik iki boyutlu görüntülerden yola çıkılarak ulaşılan sanal bir gerçekliktir.Bizim için her an yaratılan, dış dünyada var olan asıllarını göremediğimiz, mükemmel bir algılar dünyasında yaşadığımız açıktır. Bu ihtişamlı yaratışın sahibi Allah'tır:

O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)