Rodopsin, Gece Körlüğü ve Retinadaki Muhteşem Yapı

Rodopsin, Gece Körlüğü ve Retinadaki Muhteşem Yapı

Mucizevi detaylara şahit olmak için retinayı daha yakından inceleyelim. Kişinin bir cismi görebilmesi için göze giren ışık enerjisinin sinir uyarılarına dönüştürülmesi zorunludur. Foton demetleri olan ışınlar, görmeyle sonuçlanan kimyasal ve elektriksel reaksiyonları başlatıcı fiziksel bir uyarıya sebep olurlar. Ortaya çıkacak tepkimeler zinciri, çubuk hücrelerinde bulunan, "rodopsin" olarak adlandırılan bir pigmentin varlığına bağlıdır. Bu pigment ışığa hassas bir proteindir. Koni hücrelerinde ise bu protein yerine iodopsin adlı bir protein bulunur.

Ağ tabakaya çarpan ışık, rodopsinin renksizleşmesine neden olur. Bu renksizleşme sonucunda sinir hücrelerini uyarma özelliği olan kimyasal bir madde açığa çıkar. Yoğun ışıkta özelliğini yitiren rodopsin, karanlıkta sentezlenir ve ışığa hassas hale gelir.Karanlık bir salona girildiği zaman kısa bir süre için görme olmaz. Bunun nedeni gözlerde o an yeterli rodopsin oluşmamasıdır. Bu maddenin yeniden sentezlenmesi ile görme tekrar netleşir. Yeteri kadar rodopsin üretilene kadar göz karanlıkta net göremez. Rodopsin dengesinin kurulması ile şekiller gittikçe daha belirginleşir.

Karanlıktan tekrar parlak ışığa geçildiği zaman rodopsin birdenbire beyne çok miktarda sinyal gönderir ve görüş parlaklaşır. Şiddetli ışıkta rodopsinin parçalanması sentezlenmesinden çok daha hızlı olduğu için görmede aksaklık olur. Örneğin güneşli ve karlı havada oluşan göz kamaşmasının nedeni rodopsindir. Rodopsinin çoğu deforme olduktan sonra, beyne daha az sinyal gönderilmeye başlanır ve gözler ışığa adapte olur.12

1. Ganglion hücre tabakası
2. Çift kutuplu hücre tabakası
3. Fotoreseptör tabakası
4. Koni
5. Gözün arkası
6. Çubuk

7. Optik sinir lifleri (beyne giden)
8. Çift kutuplu hücre
9. İnternöron
10. Ganglion hücre
11. Işık

Retinadaki hücrelerden tek birinin var olması bile çok büyük mucize iken, bu hücrelerin 4 farklı çeşidinin bir araya gelerek 11 farklı katman oluşturması, dahası ortaya çıkan yapının bilgisayarlardan çok daha üstün bir işlem kabiliyeti olması mucize kelimesinin bile yetersiz kaldığı bir durumdur. Allah bu gibi örnekler üzerinde düşünmemizi ve Kendisine yönelmemizi istemektedir.

İnsan vücudunda rodopsin sıfırdan üretilmez çünkü hücrelerimizde buna ait genetik bilgi bulunmaz. Rodopsinin kaynağı gıdalarla vücudumuza giren beta-karotendir. Başlıca kaynağı havuç olup, turuncu, sarı ve koyu yeşil sebze ve meyvelerde bulunur. Beta-karoten gıdalarla vücuda alındıktan sonra, vücudun ihtiyacı miktarınca, bağırsakta A vitaminine (retinol) çevrilir. A vitamini daha sonra enzimler aracılığıyla rodopsine çevrilir. Bu yüzden A vitamininin eksikliği rodopsin eksikliğine, bu da yaygın bilinen bir durum olan 'gece körlüğü'ne yol açar.Görmemiz için dışarıdan gelen bir kimyasalı kullanmayı bilen kimdir? Gelen hammaddeyi rodopsine dönüştürecek enzimleri bağırsakta hazır bekleten kimdir? Bağırsak hücreleri görmeyi nereden bilebilir? Bu maddenin üretilmesine ilk olarak kim karar vermiştir? Bir zamanlar karanlıkta göremeyen göz hücreleri kendi aralarında toplanıp, "karanlıkta görebilmek çok önemli, gelin öyle bir madde üretelim ki bu, karanlıkta ışığın verimini artırsın, bu sayede beyinde yeterli bir görüntü oluşsun, tekrar ışığa çıkıldığında da bu madde özelliğini kendi kendine kaybetsin" diye bir karar mı aldılar? Bu kararın –tüm mantıksızlığına rağmen- bir şekilde alındığını var saysak bile yine de “Rodopsinin fiziksel ve kimyasal yapısını kim oluşturdu?” sorusunun da cevabının verilmesi gerekir.Burada çok kısaca özetlediğimiz görme işleminin aslında çok daha kompleks detayları vardır. Ancak sadece rodopsinin görme üzerindeki etkisi bile gözün ne kadar muhteşem bir sistemle yaratılmış olduğunu anlamak için yeterlidir. Bütün bunları hücrelerin kendi kendilerine yapamayacakları açıktır. Gözün içindeki bu son derece iyi hesaplanmış sistemi yaratan, herşeyi bilen Yüce Allah'tır.