Sivrisineğin Evi

Sivrisineğin Evi

Bazı sivrisinek larvaları ise doğuştan mimardırlar. Kendilerini bir yerlere yapıştıracak vantuzları olmayan bu larvalar, hem düşmanlarından korunmak hem de akıntıya karşı koyabilmek için kendi evlerini kendileri yaparlar. Bu ise başlı başına ilginç ve şaşırtıcı bir iştir. Çünkü her aşaması zorluklarla doludur.

Öncelikle yumurtadan çıkan larvanın, güvenliğini sağlamak ve akıntıya karşı koyabilmek için bir eve ihtiyacı olduğunu fark etmesi, bunun üzerine bir ev yapmaya karar vermesi gerekmektedir.İkinci aşamada larva bir plan yapmalıdır. Ancak ortada bir sorun vardır. Larvanın elinde ne bir teknik alet ne de bir alet gibi kullanabileceği bir organ gaga, pençe, el vs. vardır. Dahası ev yapabilmek için su altında pek fazla malzeme de yoktur.Ancak bütün ihtiyaçları önceden düşünülmüş olan larva, ev yapması için gerekli malzemeye de doğuştan sahiptir. Kolaylıkla şekil verebileceği jelatinimsi bir madde salgılamaktadır. Bu malzemeyi en doğru şekilde kullanan larva, kendisi için en uygun şekilde, iki tarafı açık boru benzeri bir yuva yapar. Bu yuvayı ya çamura, kuma gömer ya da yanında taşır.Burada dikkat edilmesi gereken, larvanın doğar doğmaz kendini korumak için ev yapmaya başlaması ve ihtiyacı olan maddenin vücudunda hazır bulunduğunu bilmesidir.Suyun altında etkili olacak, suya rağmen kolay şekil verilecek bir maddenin üretilmesi için eğitim alınması dolayısıyla belli seviyede bir fizik, matematik ve kimya bilgisi gerektiği açıktır. Larva bir kimyager olmadığına göre bu salgıyı kendi zeka ve bilgisiyle üretmiş de olamaz. Böyle bir ihtimali düşünmek son derece akıl ve mantık dışıdır. Bütün imkansızlığına rağmen larvanın sözde kendi aklı ve zekasıyla böyle bir şeyi ürettiği varsayılsa bile bunu üreten sistemi kendi vücuduna yerleştirmesi gibi bir ihtimal düşünülemez. Böyle bir yuva yapıp kuma gömmeyi de kendi kendine planlayamayacağı açıktır.Herhangi bir larva, bu özellikleri güya tesadüfen veya tecrübeyle bir şeklide kazanmış olsa bile edindiği bilgileri bir sonraki nesle aktaramaz. Eğer bir canlı bir bilgiye doğuştan sahipse, bu bilgiyi en doğru şekilde kullanıyorsa ve bu bilgiyi kullanabileceği bütün imkanlara ve malzemelere doğuştan sahipse, bunun tek bir anlamı vardır: Bütün bunlar üstün bir aklın yaratmasıdır ve bu canlı ile birlikte kusursuz olarak var edilmiştir. Bu bilgi ve özellikleri, canlıya veren üstün aklın sahibi, herşeyi yoktan var eden Rabbimizdir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

... Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)



Güneş Altında ve Suyun İçinde Saatlerce Kalınca Ne Olur?

Buraya kadar sivrisineklerin larva ve pupa dönemlerinin tamamını suyun içinde geçirdiklerinden ve genelde su yüzeyinde ya da yüzeye yakın yerlerde bulunduklarından bahsettik. Su molekülleri, güneş ışınlarını çok fazla yansıttığı için, doğal olarak, zaman içinde larvanın da bundan olumsuz yönde etkilenmesi gerekirdi. Oysa larva güneşten hiç etkilenmez. Olası bu problemler sivrisineğin vücudunda bulunan bir pigment sayesinde daha baştan çözülmüştür.Bu pigment, tamamı ürik asit granülleriyle doldurulmuş olan ürositlere benzeyen hücreler ağından oluşur. Ürik asit, şeffaf olan larva ve pupa için güneşe karşı koruyucu görevi görür, sivrisinek de bu sayede güneş altında kavrulmaktan kurtulur.Sivrineklerin sahip oldukları tüm özellikler insanı hayrete düşürecek birer yaratılış delilidirler. Bu apaçık gerçeği bir kere daha görmek için şöyle düşünelim: Sadece bu kalkan bile larvanın vücudunda bulunmasaydı, diğer özelliklerinin bir anlamı kalmaz, larva güneş altında hemen kavrularak ölürdü.Buraya kadar verilen bütün örnekler tek bir gerçeğe işaret etmektedir. Sivrisineği sivrisinek yapan tüm özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan Allah benzersiz bir gücün ve ilmin sahibidir. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah, Kuran'da Kendisinden başka ilah edinilmemesi gerektiğini bize şöyle haber vermiştir.

Yoksa O'ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki: "Kesinkanıt (burhan)ınızı getirin. İşte benimle birlikte olanların zikri (Kitabı) ve benden öncekilerin de zikri." Hayır, onların çoğu hakkı bilmiyorlar, bundan dolayı yüz çeviriyorlar. (Enbiya Suresi, 24)