Darwinistlerin Açmazı: Elektrikli Balıklar

Darwinistlerin Açmazı: Elektrikli Balıklar

Elektrikli balıklar Darwinistleri çıkmaza sokan deniz altı canlı gruplarının başında gelir. Bu bölümde yer verilen bazı örneklerde de görüldüğü gibi yeryüzündeki sularda, birbirlerinden çok farklı yapılara sahip elektrikli canlılar bulunur. Bu farklar öylesine derindir ki, Darwinistler, kendi sahte teorilerine göre bu canlıları ilişkilendirememekte, bu olağanüstü mekanizmanın sistemini hiçbir şekilde açıklayamamaktadırlar.Nitekim elektrikli balıklar konusu, teorinin sahibi olan Darwin'i de birtakım itiraflarda bulunmaya zorlamıştır. Darwin, Türlerin Kökeni (The Origin of Species) adlı kitabının "Teorinin Zorlukları" başlıklı bölümünde, elektrikli balıkları evrimle açıklamanın mümkün olmadığına şöyle değinmiştir:

Balıkların elektriksel organları da özellikle güçlük olarak nitelendirilebilecek bir başka örnektir. Çünkü bu harikulade organların hangi adımlarla üretilmiş olduklarını anlamak mümkün görünmüyor. Fakat bu şaşırtıcı değil, çünkü ne işe yaradıklarını bile bilmiyoruz... Elektrikli organlar, çok daha ciddi başka bir zorluk daha sergilemektedir; bunlar bazısı (sözde) hısımlarından oldukça farklı olan, neredeyse bir düzine balıkta ortaya çıkmaktadır.179Darwin'in teorisi için zorluk olarak gösterdiği bu durum, aslında türlerin birbirlerinden bağımsız olarak yaratıldıklarının açık bir delilidir. Balıklardaki elektrik organlarının birbirleriyle akrabalık kurulamayan, çok sayıda türde görülmesini evrimle açıklayamayan Darwin'in, bu konudaki ifadelerinin diğer bir kısmı şöyledir:

Bir organ, özellikle birbirlerinden çok farklı yaşam alışkanlıkları olan aynı sınıfın birkaç üyesinde bulunuyorsa, bizler genellikle bu organların varlığını ortak bir atadan kalıtım yoluyla aktarıldığını söyleriz… Dolayısıyla eğer bu elektrikli organlar ilkel bir atadan aktarıldıysa, tüm elektrikli balıkların birbirleriyle özellikle akraba olmalarını beklerdik, fakat durum hiç de böyle değildir… Bu özelliği daha yakından incelediğimizde, elektrikli organlara sahip balıklarda bunların vücutlarının farklı kısımlarına yerleştirildiğini, zırhlarının düzenlenmesinde ve Pacini'ye göre elektriğin harekete geçirilmesi sürecinde yapısal olarak farklılık gösterdiklerini ve son olarak ayrı kaynaklardan gelen sinirlerle beslendiklerini görüyoruz, belki de tüm bu farklılıklar içerisinde en önemlisi budur.180Burada şunu hatırlatmak gerekmektedir: Darwin bu açıklamaları ve incelemeleri yaptığı dönemde hücrenin neye benzediğini dahi bilmiyordu. Dolayısıyla bir elektrikli organın nasıl bir protein sistemine sahip olduğu ve bu özel proteinlerin nasıl eş zamanlı ve mükemmel bir mekanizme ile çalıştığı hakkında da hiçbir fikri yoktu. Aslında bütün bunlar bir yana, Darwin'in, proteinin varlığından bile haberi yoktu. Teorisi için en büyük zorluğun aslında tek bir protein olduğunun da kuşkusuz farkında değildi. Bir tek protein ile evrim aldatmacasının çöküp ortadan kalkacağını, tek bir proteinin tüm tezlerini yerle bir edeceğini bilmiyordu elbette.179 Daniel Pauly, Darwin's Fishes: An Encyclopedia of Ichthyology, Ecology and Evolution, Cambridge University Press, 2004, s. 66.
180 Howard C. Hughes, Sensory Exotica, Bradford Book, MIT Press, İngiltere, 2001, s. 207; [Charles Darwin, Origin of Species, s. 79].