Kutup Soğuklarında Dahi Donmayan Balıklar

Kutup Soğuklarında Dahi Donmayan Balıklar

Güney kutbu balıklarını karanlık ve soğuktan başka bekleyen bir diğer tehlike de, çok katlı buz tabakalarıdır. Yılın en azından 10 ayı boyunca, 2-3 metrelik bir buz tabakası denizin üzerini kaplar. Yaz mevsimi geldiğinde ise, fırtınalar bu tabakayı kırar ve açık denizlere sürükler. Bu kalın buz tabakasının alt yüzeyinde de, büyük ve uzun kristal parçalardan meydana gelmiş, 1-2 metre kalınlığında buz yığınları vardır. Yılın bir kısmında da, okyanusun tabanına saplanmış, "çapa buz" denilen bir başka tabaka, suların 30 metreden sığ yerlerini kaplar. 102

Buz, buradaki balıklar için ciddi bir tehlikedir; çünkü balığın solungaçlarından ve derisinden kolaylıkla sızarak vücut sıvılarını dondurabilir. İnsan bedeninde, vücut sıcaklığını 370C civarında sabit tutmak için gece-gündüz çalışan hassas bir termostat bulunur. Bu ısı kontrol sistemi, insan için ideal ısı derecesinin nasıl olması gerektiğini düzenli olarak bildirir. Örneğin bir kimsenin vücudu çok sıcaksa, terlemeyi başlatarak, vücudun yüzeyine çıkan su ile kişiyi serinletmeye başlar.Isı kontrol merkezi vücudun soğuk olduğuna karar verirse, o zaman da kan damarlarını daraltarak, kanın soğuk yüzeyden -deriden- uzaklaşmasını sağlar. Ancak balıklar gibi soğukkanlı canlılarda, böyle bir iç denetim söz konusu değildir. Bilindiği gibi her zaman, sıcak olan ortamdan soğuk ortama doğru bir ısı transferi söz konusudur. Dolayısıyla böyle bir ortamda sıcakkanlı balıklar da vücut sıcaklıklarını çevrelerinden ısı transferi ile elde ederler. Bu bilgi dikkate alındığında normal şartlarda kutuplarda yaşayan bir balığın sıfırın altındaki soğuk sularda donması gerekmektedir. Ancak böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmez. Çünkü bu canlıların bedenlerinde onları donmaktan koruyacak özel bir sistem bulunur: Antifriz sistemi...Balıkların kanı normal koşullarda –0,7 0C'de donarken, kutuplardaki balıklar daha soğuk buzlu sularda donmadan yüzebilirler. Örneğin Antarktika'daki Notothenioid familyasındaki balıkların donması için, vücut sıcaklıklarının -2,2 0C'ye düşmesi gerekir.103 Buradaki balıkların zor koşullarda hayatta kalmalarını mümkün kılan, vücut sıvılarının donma noktasını düşüren antifriz (donmayı engelleme) maddesine sahip olmalarıdır. Bu kimyasallar Antarktika Okyanusu'nun en düşük sıcaklıklarında bile balıkların vücutlarını donmaktan korumaktadır. Doğal antifrizin başlıca özelliklerinden biri zehirleyici olması ve uyuşukluk vermesidir. Bu maddeler ancak bir dizi biyokimyasal işlem sonucunda, daha az zehirleyici kimyasallara dönüştürülürler.104 Soğuk sularda yaşayan canlılar bu olumsuzluklardan hiç etkilenmezler çünkü vücutlarında ilk doğdukları andan itibaren kendilerini koruyacak sistemler var edilmiştir.Çoğu kişi araçlarda, suyun donmaması için antifrizlerin kullanıldığından haberdardır. Ancak bazı canlıların da bu yöntemi kullanarak -bünyelerinde antifriz benzeri kimyasallar bulundurarak- kendilerini dondurucu soğuklardan korudukları pek bilinmez. Karmaşık bir kimyasal madde olan doğal antifriz formülünün, bu canlılar tarafından bilinmesi; bu maddenin balıkların bedeninde tam gerektiği miktarda üretilmesi ve bunun için gerekli sistemlerin kendiliğinden oluşması elbette ki imkansızdır. Canlıların bu tür tedbirleri kendi kendilerine almaları; ihtiyaç hissedip bunu tam olarak karşılayacak bir sistemi bünyelerinde var etmeleri de mümkün değildir. Akıl ve şuur sahibi insanların bile teknik imkanlarına rağmen çoğu zaman karşı koyamadığı dondurucu soğuklarda, bir balığın yaşamak için kendi kendine çözüm bulması, kuşkusuz akıl dışı bir beklenti olacaktır.Böylesine özel bir sistemin evrimcilerin ileri sürdüğü gibi aşama aşama, tesadüfi etkilerle ortaya çıkmış olması ise, en başta akla ve mantığa aykırıdır. Çünkü doğal antifrizin formülünde yapılacak en ufak bir hata, onu bambaşka zehirli bir maddeye dönüştürebilir ki, bu da balık için ölüm demektir. Dolayısıyla bu kimyasalın üretiminde deneme-yanılma yapmak ya da tesadüfi etkilerin isabet kaydetmesini, hatta mucizevi işlemler gerçekleştirmesini beklemek imkansızdır. Nitekim Darwinistler de canlıların sahip oldukları bu mükemmellikleri görür, bunlardan hayranlık ifadeleri ile bahsederler. Fakat bunların üstün ilim ve akıl sahibi bir Yaratıcı tarafından var edildiğini kabul etmek yerine; canlılar için "ortama uyum sağladılar, tesadüfen bu organı ya da şu sistemi geliştirdiler" gibi mantıksız ve aldatıcı açıklamalarda bulunurlar.Ancak kelime oyunları ve klasik evrimci demagojinin 21. yüzyılda aldığı karşılık büyük bir yenilgi olmuştur. Darwinistlerin, canlılarda var olan tedbirli, bilinçli ve akıllı yaratılışı ve olağa-nüstü kompleksliği açıkça görüp buna tesadüf diyebilmeleri, son 200 yıldır oynanan çirkin oyunun devamıdır. Darwinistler bu oyunu istedikleri kadar sürdürmeye çalışsınlar, hak ve doğru olan mutlaka batılı geçersiz kılacaktır. Bir Kuran ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)


102 James L. Gould, Carol Grant Gould, Olağandışı Yaşamlar, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Çevirmen: Feryal Halatçı, Ankara, 1992, s. 79.
103 James L. Gould & Carol Grant Gould, Olağan Dş Yaşamlar, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitaplar, 5. Basm, s. 75.
104 James L. Gould, Carol Grant Gould, Olağandışı Yaşamlar, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Çevirmen: Feryal Halatçı, Ankara, 1992, s. 125-126.