Balinaların Nefes Alma Organı: Başlarının Üzerindeki Delik

Balinaların Nefes Alma Organı: Başlarının Üzerindeki Delik

Balinanın "burun delikleri", karadaki memelilerin aksine, rahatlıkla nefes alıp verebilmesi için sırtına yerleştirilmiştir. Bu sayede balinalar, yatay yüzerlerken dahi kolayca nefes alıp verirler. Balinaların burunları oksijen solumaktan daha başka işlevlere de sahiptir. Balinalar nefes almadıkları zaman burunlarını büzülen bir kas ile kapalı tutarlar. Böylece buradan nefes borularına ve ciğerlerine su girmesi engellenmiş olur.Balina suyun altına dalmadan önce nefes alır ve bu nefes alma deliğinin kaslardan oluşan kapağını kapatır. Suyun yüzeyine çıkmadan hemen önce de nefes deliğini açar ve nefesini verir. Kapalı pozisyondayken kaslar dinlenme halindedir. Dolayısıyla balina dalış süresince, nefes deliğini kapalı tutmak için fazladan enerji harcamak durumunda kalmaz.Ayrıca balinalarda diğer tüm memelilerden farklı olarak burun delikleri ile damakları arasında bir geçiş yoktur. Bu sayede suyun altındayken, hava yollarına hiç su kaçmadan ağızlarını sonuna kadar açabilirler. Balinaların burunları çok kompleks bir yapıya sahiptir ve bütün balina türlerinin kendine has burun yapıları vardır.Balinaların başlarının üzerinden su püskürten görüntüleri, ilk bakışta yanlış bir izlenim verebilir. Balinaların burunları su püskürtücü bir delik değil; aslında nefes alma organlarıdır. Görülen fışkırma ise sadece yoğunlaşmış su buharıdır. Bu tıpkı soğuk havada insanların ağzından buharlı nefes vermeleri gibidir. Balinalar da nefes verdiklerinde gazlar küçük bir delikten çok yüksek kuvvetle çıkar. Bu, havada büyük bir basınç artışına neden olur ve serbest hava ile karşılaştığında nefes içindeki gazlar genleşir. Fizik kanunu olarak gazların genleşmesi soğumasına, böylece su buharının damlacıklar halinde yoğunlaşmasına neden olur.Balinalarda bu özel nefes alıp verme sistemini oluşturan, canlıya birbirinden ilginç ve hayranlık uyandırıcı özellikler bahşeden her şeyin Yaratıcısı Yüce Allah'tır. Öğrenilen her yeni bilgi bu gerçeği tüm açıklığı ile göstermektedir. Darwinistlerin yaşadığı büyük endişe ve paniğin en temel sebebi işte yaratılıştaki bu muhteşemliktir.