Kadın Düşmanlığı İslam'ın Değil, Darwinistlerin ve Bağnazların Özelliğidir

Kadın Düşmanlığı İslam'ın Değil, Darwinistlerin ve Bağnazların Özelliğidir

Kadın düşmanlığı ve kadını ikinci sınıf vatandaş gibi görme yanılgısı, Darwinistlerin, faşistlerin, komünistlerin ve bağnazların ortak özelliğidir. Bağnazlar hurafeler içinde yaşadıklarından, Darwinistler de kadınları sözde az gelişmiş bir hayvan türü olarak gördüklerinden kadınlara değer vermez, hatta nefret ederler. Ancak bunların hepsi elbette ki şeytanın sevkiyle ortaya çıkan, insanlık dışı düşüncelerdir.Müslüman topluluklarda olduğu kadar, Hristiyanlar ve Museviler için de bağnazlığın büyük bir tehlike olduğundan bahsetmiştik. Hristiyanlardan da, Musevilerden de kadını ikinci sınıf vatandaş olarak görüp, kadına yönelik nefretini her fırsatta belli eden pek çok bağnaz bulunmaktadır. Ancak, nasıl ki bazı Hristiyanların ya da bazı Musevilerin bu hatalı bakış açıları bütün olarak Hristiyanlığa veya Museviliğe mal edilemezse, birtakım Müslümanların sahip oldukları aynı hatalı bakış açısı da İslam'a maledilemez. İslam dininde kadın ile erkek eşittir. Hatta Kuran'da kadın çok daha üstün tutulmuştur, korunmuştur. Allah Kuran ayetlerinde insanlar arasındaki tek ölçünün takva olduğunu bildirir.İslam kadını övüp yüceltir. Dolayısıyla kadını küçük gören bir üslubun İslam dininde bulunduğunu iddia edenler çok büyük bir hataya düşmektedirler.İslam dininin kadını sözde ikinci sınıf bir insan olarak kabul ettiği yönündeki çarpık bakış açısı, kitabın başından bu yana üzerinde durduğumuz deccali odakların, İslam karşıtlığını yaygınlaştırabilmek için seçtikleri en hassas konulardan, başvurdukları en temel yöntemlerden biridir. Söz konusu çevreler, hiçbir temeli ve doğruluğu olmayan bu yanlış bakış açısını dünya çapında yaygınlaştırabilmek ve İslam ile ilgili olumsuz bir anlayış yerleştirmek için de bağnazları kullanırlar.Peygamber Efendimiz (sav)'in kadınlara olan şefkatli, merhametli yaklaşımından, Kuran ayetlerinde kadınlara verilen tüm haklardan, kadınlara yönelik gösterilmesi gerektiği bildirilen güzel ahlaktan uzak olan bu kişiler, kendi uydurdukları hurafelerle gerçekten de kadınlara zulmü, adaletsizliği, haksızlığı, merhametsizliği, hatta adeta insan yerine koymamayı kendilerince dinimizin emri gibi göstermeye çalışmışlardır. Onları cahilce izleyen kitleler de asırlardır devam eden bu uygulamaları devam ettirmiş ve bu kirli inanç bazı Müslüman topluluklarda zemin bulmuştur. Söz konusu bağnazların hurafelerini dayandırdıkları kaynak ise kadın karşıtlığını savunan uydurma hadislerdir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden örneklerle İslam'da kadına verilen değer

Resulullah (s.a.v)'den yine hadis: "Benim göz aydınlığım namazda, haz kaynağım da kadınlarda karar kılındı." Allah tarafından, bir nimet olarak. Yine Resulullah (s.a.v)'den hadis: "Kulun kadınlara karşı sevgisi çoğaldıkça, fazilet bakımından da imanı da artar." "Kişinin kenz (elinde tutacağı, muhafaza edeceği hazine, servet) edeceği şeyin en hayırlısını söyleyeyim mi? Saliha kadındır" diyor Peygamberimiz (s.a.v). Musa Yusuf: Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki; "Kadınları sevmek Peygamberlerin ahlakındandır." Kuleyni, Kâfi ve birçok yerde var. Yine Resulullah (s.a.v)'den hadis: "Kadınlara karşı sevgisi çoğalmadığı sürece bir kimsenin, imanının artacağını düşünmüyorum." Kadın sevgisi imanla bağlantılı, inşaAllah.Ömer bin el-Hattab şöyle demiştir: "Vallahi biz cahiliyede (cahiliye devrinde) kadınlara değer vermezdik." Şimdi nasıl küfürde kadına değer vermiyorlar, aynısı o devirde de var. "Allah onlarla ilgili ayetler gönderdikten ve onlara bazı hakları verdikten sonra biz de kadınlara değer vermeye başladık ve onları sevdik" diyor.  (Musa Yusuf 7 Ekim 2012 )



Ahir zamanda kadınlara gereken değer verilecek

Musa Yusuf: ... Kadınlara karşı sevgi ahir zamanın özelliği olacak. Mehdi (a.s.) devrinde, kadınlar sevilecek, kadınlar özgür olacak. Peygamberimiz (s.a.v.) onunla ilgili özel hadisler söylemiş. Mesela, kadınların tek başına uzun mesafelerde seyahat edeceklerini söylüyor veya arkadaşlarıyla beraber uzun mesafelerde seyahat edeceklerini söylüyor Peygamberimiz (s.a.v.).Şu an gidemiyor kadınlar. Bakın Meclis'te de çok az kadın var. Bu çok anormal bir durumdur.En az yarısının kadın olması lazım Meclis'in, kilit noktaların da en az yarısının kadın olması lazım.Kadın Başbakan da olur, Cumhurbaşkanı da olur, Meclis başkanı da olur. Çok güzel varlıklardır kadınlar, her yerde onların nezih görünümünü, o güzel sıcak görünümlerini biz görelim. Allah'ın Rahman ve Rahim isminin tecellisidir kadınlar. Allah'ın Latif ve Nur isimlerinin tecellileridir ...  (Musa Yusuf Kocaeli TV ve Aba TV, 27 Kasım 2010 )


Kuran'da kadının hukuku hep öndedir ve kadın övülmüştür

İslam'da kadının yerini anlamak için öncelikle Kuran ayetlerine ve Peygamber Efendimiz (sav)'in uygulamalarına bakmak gerekir.Kadın, Kuran'a göre çok mübarek ve övülen bir varlıktır. Kadınlar sonsuz güç ve kudret sahibi olan Rabbimiz tarafından çok büyük bir nimet, kalplere hitap eden bir süs ve güzellik olarak yaratıldıkları gibi, İslam adına materyalizmle, Darwinizm'le, komünizmle ve bunun gibi tüm dinsiz akımlarla ilmi mücadelenin de önemli bir parçasıdırlar. Kuran ayetlerine bakıldığında kadınların hukukunun erkeğe kıyasla daima ön planda tutulduğu görülür. Kadın, Kuran ayetlerinde sürekli olarak korunmakta, hakları gözetilmekte, maddi ve manevi mağduriyet yaşamayacağı haklarla desteklenmektedir. Zor yükümlülüklerin daha ziyade erkeklere verilmiş olmasının hikmeti budur. Allah kadını, güzel bir tecelli, namus ve temizlik sembolü, şefkat ve sevgi kaynağı olarak yaratmıştır. Kadın, dünyaya sıcaklığı, sevgiyi, en güzel dostluğu öğreten öğretmendir. Allah'ın bir süs olarak yarattığı, övdüğü, koruduğu güzel bir nimettir.Müslümanlıkta kadın sultandır. İslam'da erkeğe bir kısım fiziksel sorumlulukların yüklenmiş olması bu sebepledir. Kadın, ev içinde veya dışında çalışmak, para kazanmak zorunda değildir. Elbette isterse çalışabilir, fakat zorda kalmaması, güçlük çekmemesi için erkek kadının bakımı ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmeye mecburdur. Dolayısıyla bir erkek hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi başka bir yerde çalışmaya zorlayamaz. Tam tersine onun en güzel şekilde rahat etmesi, ona zarar gelmemesi, korunup kollanması erkeğin sorumluluğuna bırakılmıştır.Kadın-erkek eşitliği konusunda İslam'a yönelik eleştiriler getirmeye kalkan kişiler, Kuran'ın kadınlara verdiği bu üstün değerin farkında dahi değildirler. Onlar, kadın-erkek eşitliği üzerine yaygaralar yapar ve İslam'a yönelik suçlamalarda bulunurlarken, önyargılı bir bakış açısına sahip oldukları ve Kuran ayetlerinde tarif edilen gerçek İslam ahlakından habersiz oldukları için, Kuran'a göre kadının erkekten çok daha üstün tutulmuş olduğunu bilmezler.Kuran'ın indirilişi ile o dönemin cahiliye toplumlarında kadınlara olan çarpık bakış açısı ortadan kaldırılmış, kadına toplum içinde saygın bir yer kazandırılmıştır. Peygamberimiz (sav), kadınlara her zaman çok büyük değer vermiş, Rabbimiz'in alemlere rahmet olarak indirdiği Kuran ayetleri vesilesiyle kadınların ikinci sınıf insan muamelesi görmelerine asla izin vermemiştir. Peygamberimiz (sav) aynı zamanda kadınları Allah'tan bir nimet olarak görüp onlara derin sevgi, merhamet, şefkat ve saygı beslemiştir. Peygamberimiz (sav)'in kadınlara duyduğu bu derin duyguları şu hikmetli sözleri çok güzel ifade etmektedir:

Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: güzel koku, saliha kadın, gözümün nuru olan namaz. [Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61).]Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'den rivayet edilen sahih hadislerde, İslam dininde kadınlara verilen gerçek değer tüm açıklığıyla görülmektedir. Bu hadislerden bazıları şöyledir:

Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür...  (İ. Asakir)

"Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı en iyi davrananlardır."  (İ. Asakir )

Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü Teâlâ'nın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin! [Müslim]

Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü Teâlâ sever, rızklarını artırır.  [İ. Lâl]

En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranan güzel ahlaklı kimsedir. [Tirmizi]

En iyi Müslüman, hanımına en iyi davranandır. İçinizde, hanımına en iyi davranan benim. [Nesai]

Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine, bir köle azat etmiş sevabı yazılır. [R. Nasıhin]

Hanımını döven, Allah'a ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum. [R. Nasıhin]Kuran'ı okuyan bir insan, ayetlerde kadının aklına, ince düşünme ve detayları görme yeteneğine dair çeşitli işaretler olduğunu hemen fark eder. Örneğin Kuran'da Sebe Melikesi Belkıs'dan bahsedilmektedir. Belkıs, dönemin devlet başkanıdır. Allah Kuran'da kadının, devlet başkanı olabileceğine ve devlet idarelerini üstlenebileceğine işaret etmektedir.Allah'a karşı gelen, münafıklık yapan, kötü ahlak gösteren kadınlar "kadın" oldukları için değil, Allah'a karşı isyankar oldukları ve zulmettikleri için yerilmektedirler. Bu konuda hüküm kadın için de erkek için de aynıdır. Bu konudaki hüküm her dinde aynıdır. Devleti yıkmaya kalkan anarşist kadınlar hapse atıldığı için o devlete "kadın düşmanı" denemeyeceği gibi, münafık ve müşrik kadınların varlığından dolayı aynı suçlama bir dine yönelik de getirilemez.

İslam'da erkekler kadınların hakimi değil, gözetip kollayıcısıdırlar

Günümüzde birtakım çevreler, özellikle de bazı Hristiyanlar, İslam kaynaklarında "erkeğin kadına egemenliğinin" tarif edildiğini iddia eder ve bazı bağnazların kadınlara yönelik hatalı uygulamalarını da bu mantıklarıyla özdeşleştirirler. Bu hatalı mantıklarına kendilerince delil olarak gösterdikleri ayet şu şekildedir:

Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir'... (Nisa Suresi, 34)

Bu ayette geçen "kavvam" kelimesinin Arapça'daki manası "koruyucu, kollayıcı, gözetici" demektir. Dolayısıyla ayetteki açıklama, yukarıda yaptığımız izahlarla tam olarak örtüşmektedir. Allah erkeği zorluklara ve sıkıntılara karşı kadını korumakla, kollamakla ve gözetmekle görevlendirmiştir. Bu, daha önce de belirttiğimiz gibi kadının aczinden veya korunmaya muhtaç bir varlık olmasından değil, değerli bir nimet olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanların bazılarının bazılarına üstün kılınması ifadesiyle de erkek ve kadının yaratılış farklılığına vurgu yapılmış olduğu açıktır. Kadın ve erkek elbette ki fiziksel anlamda birbirlerinden farklı yapılara sahiptirler. Ancak kadının fiziksel olarak, erkeğe oranla daha naif olması, onun toplum içerisinde erkekten daha az değer görmesi için bir sebep değildir. Elbette güç ve kuvvet bakımından üstün özelliklere sahip kadınlar vardır. Fakat genel olarak erkeklerin zor ve ağır görevleri üstlenecek fiziki bir üstünlüğe sahip oldukları açıktır. Ancak yaratılıştaki bu fiziksel farklılık hiçbir şekilde ahlaki, akli veya manevi bir üstünlüğün işareti değildir, tam tersine erkeğin koruyuculuk vasfını yerine getirmesi için gereklidir.Kuran'da erkeğin kadının yöneticisi olduğuna dair hiçbir hüküm yoktur. Kuran'a göre ne erkek kadına ne de kadın erkeğe egemenlik kuramaz. Her ikisi de birbirini tamamlamak üzere Allah'a karşı eşit hak ve sorumluluklarla yaratılmıştır. Kadının erkek tarafından "korunuyor ve gözetiliyor" olması, Allah'ın kadına verdiği üstün değerdendir.