Allah'ın Gazabının İnkarcılar İçin Gerekliliği

Allah'ın Gazabının İnkarcılar İçin Gerekliliği

Allah'ın "Gazaplandıran" ve "İntikam alan" sıfatları da bazı kişiler tarafından yanlış anlaşılmakta ya da kasıtlı olarak çarpıtılmaktadır. Allah'ın gazabı, yalnızca aşağılık insanlara, münafıklara, Allah adına sahtekarlık yapanlara ve öfkeli inkarcılaradır. İman edenlere ise ahirette tam bir güven ve rahatlık vardır. Allah Hristiyanlar da dahil olmak üzere, gerçekten iman edenler için ahirette hiçbir korku olmayacağını bir Kuran ayetinde haber vermiştir:

Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. (Maide Suresi, 69)

Bir insan; Allah'a kul olduğu, Allah'ı razı etmeye çalıştığı sürece, Allah'ın gazabından uzaktır. Allah, yalnızca zalimlerden intikam alır. Bu Allah'ın adetullahıdır. İnsan, ancak zulmettiğinde Allah'ın azabının derin korkusu içinde olur. Fakat iyilik yaptığında, Allah'ı razı etmeye çalıştığında Allah'a güvenir, vicdanı rahattır.Allah'ın intikam alan vasfı, iman edenler için çok büyük bir nimettir. Örneğin, küçük bir çocuğa zulmeden ve ardından onu öldüren bir insanın yaptığının ahirette karşılığını aldığını, adaletin tecelli ettiğini görmek bir nimettir. Zulmeden kişinin ahirette bu karşılığı aldığını izlemek, zulüm gören çocuk için de çok büyük bir nimettir. İşte bu sebeple iman edenler için cennet nasıl bir nimetse, zulmedenlerin cezalandırıldığı cehennem de iman edenler için bir nimettir. Cennet de cehennem de Allah'ın sonsuz adaletinin ahirette tecelli ettiği yerlerdir. Peygamberlere zulmetmeye çalışanlar da, Hz. İsa (as)'a ihanet edenler ve onu şehit etmeye çalışanlar da, masum çocukları, insanları, hayvanları katledenler de Rabbimiz'in intikam alan sıfatı gereği ahirette en adil karşılığı almışlardır ve alacaklardır. Dünyada her birine tevbe kapısı elbette sonuna kadar açıktır. Fakat tevbe etmekte büyüklenenlerin bu karşılığı alması, bu zulmü bizzat yaşayanlar için de, bunu izleyenler için de bir iç rahatlığıdır. Dolayısıyla Allah'ın intikam alan vasfı, gerçekten iman eden vicdan sahibi bir kişiyi sevindirmelidir.
Kendisine sövüldüğünde sövgüyle karşılık vermedi, acı çektiğinde kimseyi tehdit etmedi; davasını, adaletle yargılayan Tanrı'ya bıraktı.  (1 Petrus 2: 23)
Merhamet konusunu da iyi değerlendirmek gerekir. Bizlere merhamet duygusunu öğreten Allah'tır. Allah dilemeseydi, dünyada hiçkimse böyle bir duygunun varlığını bilmeyecekti. İnsanların tümü, merhamet duygusundan tamamen mahrum yaşayacaktı. Dolayısıyla, Allah'ın yarattığı ve öğrettiği bir şeyi Allah'a karşı delil gibi getirmek, Allah'a [Haşa] merhamet dersi vermeye cüret etmek (Allah'ı tenzih ederiz) son derece cahilcedir, büyük bir suçtur. Allah sonsuz merhametlidir. Yüce Allah kimin nasıl fıtratta yaratıldığını, kimin merhameti, kimin de azabı hak ettiğini kuşkusuz ki en iyi bilendir. Ahirette hiç kimse, en küçük bir haksızlıkla karşılaşmayacaktır. Allah sonsuz adalet sahibidir ve ahirette herkes hakkında hak ile hüküm verilecektir. İncil'de Rabbimiz'in sonsuz adaletini ifade eden sözlerden bazıları şöyledir:

Haksızlık eden ettiği haksızlığın karşılığını alacak, hiçbir ayrım yapılmayacaktır.  (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 3:25)

[Allah] kötülük eden herkese... sıkıntı ve elem verecek; iyilik eden herkese... yücelik, saygınlık, esenlik verecektir. Çünkü Allah insanlar arasında ayrım yapmaz.  (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 2:9-11)

Allah "herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir." Sürekli iyilik ederek yücelik, saygınlık, ölümsüzlük arayanlara sonsuz yaşam verecek. Bencillerin, gerçeğe uymayıp haksızlık peşinden gidenlerin üzerineyse gazap ve öfke yağdıracak.  (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 2:6-8)

Allah adaletsiz değildir. [Allah'ı tenzih ederiz.] Emeğinizi ve kutsallara hizmet etmiş olarak ve etmeye devam ederek O'nun adına gösterdiğiniz sevgiyi unutmaz.  (İbranilere Mektup, 6:10)Allah Kuran ayetlerinde ise şöyle buyurur:

Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz. (Enbiya Suresi, 47)Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir. (Yunus Suresi, 54)