Hristiyanlar Batıni Tefsirin Önemini Görmelidirler

Hristiyanlar Batıni Tefsirin Önemini Görmelidirler

Tevrat'ta geçen "oğul" ifadelerini değerlendirirken bazı samimi Hristiyanların düştüğü en büyük hata, bu ifadeleri kelime anlamları ile kabul etmek, batıni tefsir yapamamaktır. İncil sözlerini, hatta Tevrat'ı değerlendirirken de aynı hata devam eder. Oysa batıni tefsir, Allah'ın sözünü anlamak için önemli bir sır ve derin düşünmeyi sağlayan önemli bir ihtiyaçtır.

Allah'ın sözleri açık, anlaşılır, özlü ve hikmetlidir. Fakat Yüce Rabbimiz, Kendi sözlerinde kimi zaman muhkem (anlamı ve ifade tarzı apaçık olan) kimi zaman da müteşabih (birden çok anlama gelen ifade biçimi, belli düzeyde tevil ve yorum gerektiren izah) anlamlar gizler. Müteşabih anlamları görebilmek için bu hikmetli sözlerdeki derin anlam ve sırları iman gözüyle değerlendirebilmek gerekmektedir. İşte batıni tefsir budur.Yüce Rabbimiz bu derin anlamları bazı durumlarda teşbih ve benzetmelerle haber vermiştir. Örneğin bir Kuran ayetinde Allah, "Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın..." (Al-i İmran Suresi, 103), diğer bir ayette ise, "Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler..." (Araf Suresi, 40) şeklinde belirtmektedir. Söz konusu ayetler bazı kişiler tarafından düz anlamları ile de alınıp yorumlanabilir. Fakat gerçekte, her iki ayette de yapılan benzetmeler çok hikmetli bir anlatım şeklidir ve insanların üzerinde düşündükçe derinleşebileceği anlamlar gizlenmiştir. Rabbimiz, "Allah'ın ipi" teşbihi ile, insanların Allah'a ve O'nun gösterdiği yola sımsıkı bağlanmalarını, bunda kararlılık göstermelerini öğütlemektedir. Yine Rabbimiz, "halat iğne deliğinden geçinceye kadar" benzetmesi ile de ayette belirtilen kişilerin -Allah'ın dilemesi dışında- cennete kesin olarak giremeyeceklerini etkili bir benzetme ile haber vermektedir. Bu, son derece güzel ve derin bir anlatımdır. Fakat bunu doğru anlamak için, burada batıni tefsir yapmak gerekmektedir.Bu durum, Kuran için olduğu gibi, Tevrat ve İncil için de geçerlidir. Örneğin İncil'den bir pasajda, batıni yönüyle yorumlanması gereken, derin hikmetli bir anlatım şöyledir:

Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, 'Gördükleri halde görmezler, duydukları halde duymaz ve anlamazlar.' "Böylece Yeşaya'nın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu: 'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz! Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, kulakları duymasın, yürekleri anlamasın ve Bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.' (Matta, 13:13-15)Benzer örnekleri Tevrat'tan da vermek mümkündür:

Ey sağırlar, işitin, ey körler, bakın da görün!... Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz, kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz. (Yeşaya, 42:18, 20)

Rab bana şöyle seslendi: "İnsanoğlu, asi bir halkın arasında yaşıyorsun. Gözleri varken görmüyor, kulakları varken işitmiyorlar. Çünkü bu halk asidir." (Hezekiel, 12:1-3)Kuran'da bu benzetme şöyle yer almaktadır:

Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin? (Zuhruf Suresi, 40)Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler. (Bakara Suresi, 18)

Kuran, İncil ve Tevrat'taki bu ifadelerde bahsedilen elbette fiziksel bir körlük veya fiziksel bir sağırlık değildir. Burada manevi körlük, manevi sağırlık ve manevi dilsizlik vurgulanmaktadır. Bu sözlerde bahsedilen insanlar, Allah'ın varlığının bütün delilleri kendi gözlerinin önüne serildiği ve bu deliller sürekli karşılarında olduğu halde bunu göremeyen, Allah'ı takdir edemeyen insanlardır. Manevi körlük ve sağırlığa ulaşmış bu insanları Allah lanetlemektedir.Eğer buradaki anlam klasik anlamda körlük veya sağırlık şeklinde alınırsa, elbette bu oldukça yanlış yorumları beraberinde getirecektir. Bu yanlış yorumlardan kaçınabilmek için, batıni tefsir yapabilmenin önemi büyüktür. Çünkü Allah, bu derin anlamlarla insanlara çok büyük ve önemli mesajlar vermekte, onları doğru yola ulaştıracak sırlar gizlemektedir.