Ahir zaman alametleri ile ilgili hadislerin büyük bir kısmı müteşabihtir.*

Ahir zaman alametleri ile ilgili hadislerin büyük bir kısmı müteşabihtir.*

*Müteşabih: Zahiri manası kastedilmeyen, benzetme ve örneklerle hakikatların anlatımında kullanılan ifade.Peygamber Efendimiz (s.a.v) Ahir zamanda olacak olaylara yönelik hadislerin bir kısmını üstü kapalı bir şekilde benzetme ve örneklerle bildirmiştir. Bunlar, manası açık olan hadisler gibi yorumlanamaz ve herkes gerçek manalarını bilemez. Ancak tevilleri yapılır, gerçek manaları olaylar yaşanınca anlaşılır.Dünya bir imtihan, tecrübe ve müsabaka yeri olduğundan, geniş araştırma ve tecrübeye muhtaç, üstü örtülü, nazari meseleler elbette apaçık olmaz ki, herkes aklını, vicdanını, iradesini kullanarak kararını verebilsin; bu sayede insanların gerçek kişilikleri ortaya çıksın. İnsanlar seçme ve araştırma yeteneklerini kullanamayacaklarsa, onlara teklif götürülemez. Şayet, insanlara geleceğe yönelik hadisler üstü kapalı bir şekilde değil de, açık bir şekilde bildirilseydi, bütün herkes kabul etmek zorunda olurdu. O zaman ne seçme yeteneğinin ne de imtihan ortamının bir anlamı kalırdı. En aşağı seviyedeki insanla en üst mertebedeki insan aynı derecede görülürdü. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v.) geleceğe yönelik hadisleri üstü kapalı bir şekildedir. Yalniz “güneşin batıdan doğması” herkesin ister istemez kabul edeceği şekilde açık olacaktır. Ondan sonra da aklın ihtiyari kalkacak, imtihan ortamı sona erecektir.Gelecekteki olaylara ait bilgilerin bir kısmı da, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından etraflıca bildirilmektedir. Bu kısıma hiçbir müdahale olmaz ve bu bilgiler geldiği gibi aktarılır. Kur’an ayetleri ve Kudsi hadisin sağlam ve net ifadeleri gibi. Yukarida değindigimiz diger bir kısmı ise özlü olarak imani meselelere doğrudan girmeyen, geleceğe yönelik hadislerdir.Ancak ehlinin anlayabileceği tarzda, Ahir zaman alametlerinden haber veren hadislerdeki bir kısım benzetme ve örnekler, zamanla halkın nazarında kelimelerin görünürdeki manalarıyla gerçek kabul edilmekte, hadiste belirtilen olay gerçekte ortaya çıkmış olsa bile, olaylarla hadisler arasındakı mutabakat kurulmamakta, imtihan ortamına ters düşeceği bilindiği halde, yine hadislerin zahiri (görünürdeki) manaları alınmakta, müteşabih olacağına ihtimal verilmemektedir.Bu konuda Bediüzzaman hazretleri “Şualar” isimli eserinde, ahirzamanda meydana gelecek kıyamet alametlerinin, hadislerde çoğunlukla müteşabih olarak bildirildiğini ve bunların ancak tevil edilerek halka açıklanabileceğini bildirmektedir.

“Ahirzamanda vukua gelecek hadisata dair hadislerin bir kısmı, müteşabihat-i Kur’aniye gibi derin manaları var. Muhkemat gibi tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki Tefsir yerinde tevil ederler.”Sualar , 486
….. sırrıyle, vukuundan sonra tevilleri anlaşılır ve murad ne olduğu bilinir.
A.g.e. 486

İşari manada ayet mealleri:

10/21″ Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) ögrettik. “
10/101 ” “Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) ögrettin.Ahir zaman alametlerinden olan “doğudan bir ateş çıkması” rivayetine benzer ateş her zaman görülebilir , “Bir kuyruklu yıldızın doğması” rivayetindeki kuyruklu yıldız her zaman doğabilir, “büyük bir olayın” meydana gelmesi rivayetine benzer olaylar her devirde, cereyan edebilir. Fakat önemli olan hadiste bildirilen olayı tesbit edebilmektir. Bu kitapta anlatılan ve bazı sebeplerden dolayı da buraya alınmayan yüzlerce alametın hepsinin muntazam bir şekilde birbiri ardınca belirtilen yer ve zamanda, aynı yüzyılda ve tam izah edildiği şekilde çıkması söylediğimiz meselede büyük bir delil haline gelmektedir. O zaman, bu olayların hadislerde bildirilen kıyamet alametleri olduğuna dair kanaatimiz güçlenmekte ve kesinleşmektedir.