Bediüzzaman Hz. Mehdi’nin, Birinci Görevini Yaparken Siyasetle İlgilenmeyeceğini Nasıl Açıklamıştır?

Bediüzzaman Hz. Mehdi’nin, Birinci Görevini Yaparken Siyasetle İlgilenmeyeceğini Nasıl Açıklamıştır?

Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin, görevlerine başladığı birinci safhada vazifesine birinci görevi olan iman hakikatleri konusunu esas alarak başlayacağını; siyaset ve saltanat alanlarındaki görevlerini ise daha sonraki zamanlarda gerçekleştireceğini açıklamıştır. Bediüzzaman'ın bu konudaki sözleri şöyledir:

... Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar (fikir akımları) var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza (farz edelim) hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek O ZAT DAHİ BU ZAMANDA GELSE, harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için SİYASET ÂLEMİNDEKİ VAZİYETTEN FERAGAT EDECEK VE HEDEFİNİ DEĞİŞTİRECEK DİYE TAHMİN EDİYORUM.Hem üç mes'ele var: Biri hayat, biri şeriat (Kuran ahlakının esasları), biriimandır. Hakikat noktasında en mühimmi ve en a'zamı (büyüğü), iman mes'elesidir. Fakat şimdiki umumun nazarında (toplumun gözünde) ve hal-i âlem ilcaatında (dünyanın şu anki durumunda) en mühim mes'ele, hayat ve şeriat (İslam dininin esasları) göründüğünden o zât şimdi olsa da, üç mes'eleyi birden umum rûy-i zeminde (yeryüzündeki genel durumda) vaziyetlerini değiştirmek nev'-i beşerdeki cârî olan (bütün insanlar için geçerli olan) âdetullaha muvafık (uygun) gelmediğinden, HERHALDE EN A'ZAM (büyük) MES'ELEYİ ESAS YAPIP, ÖTEKİ MES'ELELERİ ESAS YAPMAYACAK. Tâ ki iman hizmeti safvetini (saflığını, halisliğini, samimiyetini) umumun nazarında bozmasın ve avamın (ilmi ve bilgisi az olan kimselerin) çabuk iğfal olunabilen (aldatılabilen) akıllarında, o hizmet başka maksadlara âlet olmadığı tahakkuk etsin (anlaşılsın, delilleriyle ispat edilsin). (Kastamonu Lahikası, s. 57)

Bediüzzaman “... harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için siyaset âlemindeki vaziyetten feragat edecek ve hedefini değiştirecek diye tahmin ediyorum...” sözleriyle Hz. Mehdi'nin görevine başladığı ilk zamanlarda siyaset ve saltanat alanlarındaki ikinci ve üçüncü vazifelerinden feragat ederek bunları bir sonraki safhaya bırakacağını tahmin ettiğini ifade etmiştir. Bediüzzaman bu ilk safhada, ortamın Hz. Mehdi'nin siyaset ve saltanat alanlarındaki görevlerini gerçekleştirebilmesi için müsait olmadığını belirtmiştir. Ancak ikinci safhada ortam değişecek ve Hz. Mehdi'nin siyaset ve saltanat alanlarındaki ikinci ve üçüncü görevlerini yerine getirebilmesi için uygun hale gelecektir.Bediüzzaman “Herhalde en azam meseleyi esas yapıp, öteki meseleleri esas yapmayacak ifadesiyle ise, Hz. Mehdi'nin en önemli konu olan iman hakikatlerini anlatarak dinsizliğe karşı fikri bir mücadele yürütme görevini “birinci sıraya alacağını” belirtmiştir.O zat dahi bu zamanda gelse sözleriyle de, “kendi yaşadığı dönemde Hz. Mehdi'nin siyaset, saltanat ve mücadele alemindeki görevlerinin yerine getirilebilmesinin mümkün olmadığını belirtmiş; Hz. Mehdi'nin bu vazifelerini yerine getirebilmesinin, bu şahsın ancak AHİR ZAMANDA GELMESİYLE söz konusu olabileceğini” bildirmiştir. Bediüzzaman'ın bu konuyu açıkladığı sözü şöyledir:

HEM BU ÜÇ VEZAİF (görevin) BİRDEN BİR ŞAHISTA YAHUT BİR CEMAATTE BU ZAMANDA BULUNMASI VE MÜKEMMEL OLMASI VE BİRBİRİNİ CERHETMEMESİ (birbirine engel olmaması, zarar vermemesi), PEK UZAK, ÂDETA KABİL (mümkün) GÖRÜLMÜYOR, ÂHİR ZAMANDA Al-i Beyt-i Nebevî’nin (Peygamberimiz (sav)'in soyunun) cemaat-ı nuraniyesini (nurani cemaatini) temsil eden Mehdi'de ve cemaatindeki şahs-ı mânevîde ANCAK İÇTİMA EDEBİLİR (biraraya gelebilir, toplanabilir). (Kastamonu Lahikası, s. 139)Bediüzzaman burada Hz. Mehdi'nin siyaset ve saltanat alanlarındaki görevlerini yerine getirebilmesinin, bu şahsın “ANCAK AHİR ZAMANDA GELMESİYLE” mümkün olabileceğini belirtmektedir. “Yalnızca, sadece” anlamlarındaki “ancak” kelimesi, bu konuya çok kesin olarak açıklık kazandırmaktadır. Demek ki Hz. Mehdi bu görevlerini yerine getirebilmek için Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bildirildiği gibi ahir zamanda gelecek ve bu dönemde şartların değişmesi ile birlikte, zaman içerisinde sırasıyla ikinci ve üçüncü görevlerini de yerine getirebilecektir. Zira o dönemde artık siyaset ile ilgilenmesinin bir mahsuru olmayacaktır.Bu konu soru cevap şeklinde açıklandığında, Bediüzzaman'ın kastettiği anlam daha iyi anlaşılabilecektir:1) Bediüzzaman'a göre Hz. Mehdi'nin, diğer görevleri zarar görmeden, siyaset ve saltanat alanlarındaki görevlerini yerine getirebilmesi için nasıl bir ortam oluşmalıdır?Bu dönem “ahir zaman” olmalıdır.2) Hz. Mehdi'nin üç görevini birarada yerine getirebilmesi için ne gereklidir?“Hz. Mehdi'nin ahir zamanda gelmesi” gerekmektedir.3) Hz. Mehdi'nin siyaset ve saltanat alanlarındaki görevlerini gerçekleştirebilmesi ancak ne şekilde mümkün olabilecektir?“Ancak Hz. Mehdi'nin ahir zamanda gelmesiyle” mümkün olabilecektir.4) Bediüzzaman “ancak Mehdi’de ve cemaatindeki şahs-ı manevide içtima edebilir” sözleriyle ne ifade etmektedir?Bediüzzaman bu sözleriyle “Hz. Mehdi ve cemaati dışında başka hiç kimsenin bu üç görevi aynı anda yerine getiremeyeceğini” açıklamaktadır