Sihir ve Manyetizma ve İspirtizma Gibi İstidracı Harikalarıyla (Hipnoz ve Ruhlarla Bağlantı Tarzındaki Sahte Mucizeleriyle)... Herkesi Teshir Eden (Büyüleyen, Aldatan) O Dehşetli Deccal’i:

Sihir ve Manyetizma ve İspirtizma Gibi İstidracı Harikalarıyla (Hipnoz ve Ruhlarla Bağlantı Tarzındaki Sahte Mucizeleriyle)... Herkesi Teshir Eden (Büyüleyen, Aldatan) O Dehşetli Deccal’i:

Bediüzzaman, Peygamberimiz (sav)'in hadisleri doğrultusunda Deccal'in birtakım olağanüstü güçlere sahip olacağına dikkat çekmektedir. Deccal'in sahte mucizeler göstereceğini bildiren hadislerden bazıları şu şekildedir:

Fitnesinden birisi de şudur: O, bir bedeviye: “Söyle bakayım! Eğer ben SENİN İÇİN ANANI VE BABANI DİRİLTİRSEM benim senin Rabbin olduğuma şehadet eder misin?” diyecek. Bedevi de: “Evet,” diyecek. Bunun üzerine İKİ ŞEYTAN ONUN BABASI VE ANASI SURETLERİNDE ONA GÖRÜNECEKLER... (Sünen-i İbni Mace, 4077)

Onun bir fitnesi de şudur: O, tek bir kişiye musallat kılınarak O KİŞİYİ ÖLDÜRÜP TESTEREYLE BİÇECEK. Hatta o kişinin cesedi iki parçaya bölünmüş olarak (ayrı ayrı yerlere) atılacaktır. Sonra Deccal (orada bulunanlara): “Şu (öldürdüğüm) kuluma bakınız. ŞİMDİ BEN ONU DİRİLTECEĞİM..” diyecektir. (Sünen-i İbni Mace, 4077)Hadislerde, Deccal'in yalancı mucizelerini, fitnelerini insanlara kabul ettirebilmek için kullanacağı bildirilmektedir. (Allahu Alem) Zayıf akıllı insanlar bunları adeta birer “mucize” zannedebilirler. Oysa mucize Allah'ın veli kullarına lütfettiği bir nimettir. Deccal'in gösterdiği olağanüstü olaylar ise birer istidrac yani Allah'ın insanları denemek için yarattığı ve inkarcılarda görülen yalancı mucizelerdir.Bediüzzaman, Deccal'in bu aldatıcı yöntemleri kullanarak insanların çoğunu etkisi altına alacağını belirtmektedir. Hadislerde de Deccal'in, hipnotizma ve büyü gösterileri gibi aldatmacalarla yeterince bilgi sahibi olmayan veya imanen zayıf olan bazı insanları etkisi altına alabileceği haber verilmektedir. Özellikle de bütün Hıristiyan dünyasının Hz. İsa'yı ve Yahudilerin de Mesihi bekledikleri bir dönemde, Deccal'in gösterdiği bu yalancı mucizeler ve hileler, pek çok kişinin Deccal'e aldanmasına neden olabilecektir. Bediüzzaman buradaki sözüyle, Deccal'in bu özelliğini vurgulayarak, aynı zamanda onun bir şahsı manevi olmadığını da ifade etmektedir. Bediüzzaman, Deccal’in insanları kandırabilecek özellikte, hipnoz ve büyü gibi aldatıcı yöntemler kullanabilme yeteneğine sahip olduğundan bahsederek bu durumu açıklığa kavuşturmuştur. Kuşkusuz Bediüzzaman'ın Deccal konusundaki bu anlatımları doğrultusunda Deccal'in bir şahıs olduğunu kabul edip, Hz. İsa ve Hz. Mehdi konusunda verdiği onlarca delil ve detaya rağmen onların birer şahsı manevi olabilecekleri ihtimalini öne sürmek çok yanlış bir yaklaşım olur. Yüksek ilim sahibi bir şahıs olan Bediüzzaman kuşkusuz ki tüm sözlerini, Müslümanları en doğru bilgilendirecek şekilde açıklamış, bu konuda da hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir üslupla “Deccal gibi Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin de BİRER ŞAHIS olduklarını” ifade etmiştir.

Ancak Harika ve Mu'cizatlı ve Umumun Makbulü (Mucizeleri Olan ve Herkesin Kabul Ettiği) Bir Zat Olabilir Ki:

Bediüzzaman, Mesih Deccal'in fitnesini ortadan kaldırabilecek kişinin ise, Allah'ın rahmetiyle, mucizeleri olan ve insanların çoğunun kendisine tabi olduğu mübarek “BİR ZAT” olacağını söylemektedir. Sözünün devamında da bu kutlu kişinin Hz. İsa olduğunu bildirmektedir. Bu son derece açık ve farklı başka hiçbir düşünceye yer vermeyecek netlikte bir sözdür: Bediüzzaman açıkça “Hz. İsa'nın BİR ŞAHIS olduğunu” ifade etmekte, bu kesin ifadesiyle onun bir şahsı manevi olabileceği yönündeki tüm düşünceleri kökten reddetmektedir.Bunun yanı sıra Bediüzzaman burada kullandığı “HARİKA VE MUCİZATLI VE UMUMUN MAKBULU BİR ZAT” sözleriyle, Hz. İsa'nın yine bir şahıs olduğunu ortaya koyan önemli bazı özelliklerini vurgulamaktadır. Bediüzzaman “Hz. İsa'nın harikalar ve mucizeler gösterebilen BİR ZAT olduğunu” belirtmiştir. Ayrıca “Hz. İsa'nın insanların büyük bir kısmı tarafından kabul gören BİR ZAT olduğunu” hatırlatmaktadır. Kuşkusuz ki üstün bir ilme sahip olan Bediüzzaman bir şahsı manevinin mucize göstermesinin mümkün olmayacağını çok iyi bilmektedir. Aynı şekilde bir şahsı manevinin “umumun makbulü bir zat” olamayacağını da bilmekte, Hz. İsa'yı tanıtan tüm bu özellikleri çok bilinçli bir şekilde kullanarak onun “BİR ŞAHIS” olarak yeryüzüne ikinci defa geleceğini tüm Müslümanlara müjdelemektedir.

O Zat... Hz. İsa Aleyhisselam'dır:

Bediüzzaman, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde haber verdiği gibi Deccal'in fitnesini Hz. İsa'nın ortadan kaldıracağını bildirmektedir:

Allah'ın düşmanı olan MESİH-İ DECCAL, İSA ALEYHİSSELAM’I GÖRÜNCE, TUZUN SUDA ERİDİĞİ GİBİ ERİR. Hz. İsa onu terk edip bıraksa bile helak oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lakin ALLAH ONU BİZZAT İSA ALEYHİSSELAM’IN ELİYLE YOK EDECEKTİR.(Müslim, Kitabü’l Fiten: 34)

... DECCAL ORTALIĞA FİTNE SAÇARKEN CENAB-I HAK, MESİH MERYEM OĞLU İSA'YI GÖNDERİR... Nefesini idrak eden her kafir mutlaka yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdis'e yakın bir belde) karşılaşır VE ONU YOK EDER. (Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104)

... Müteakiben HZ. İSA, DECCAL'İ ARAR ve nihayet Beytü’l Makdis’e yakın bir yer olan Bab-ü Lüdd (Lüdd Kapısı) denilen mevkide yetişerek, ONU YOK EDER. (Sahih-i Müslim, c. 4/2251-2255; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 491)Bediüzzaman Şualar adlı eserinde Hz. İsa için “2. KEZ” kullandığı “O ZAT” ifadesiyle, Hz. İsa’nın “BİR ŞAHIS” olduğunu açıkça belirtmiştir. Bediüzzaman burada “İki veya üç zat” dememiştir. Aksine Hz. İsa'dan bahsederken kullandığı tüm sözler hep “TEKİL” ifadelerdir; ve tümünde de “TEK BİR ŞAHISTAN” bahsetmektedir. Bediüzzaman bu açıklamalarıyla bir kez daha Hz. İsa'nın bir şahsı manevi olmadığını, “MÜBAREK BİR İNSAN” olduğunu çok açık ifadelerle ortaya koymuştur.

Hatta HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM'IN NÜZULÜ (yeryüzüne inişi) dahi ve KENDİSİ İSA ALEYHİSSELAM OLDUĞU, NUR-U İMANIN DİKKATİYLE (imanın ışığıyla) BİLİNİR; HERKES BİLEMEZ Hatta DECCAL VE SÜFYAN GİBİ EŞHAS-I MÜDHİŞE (ürkütücü şahıslar) KENDİLERİ DAHİ KENDİLERİNİ BİLMİYORLAR... (Şualar, s. 487)Bediüzzaman, Hz. İsa'nın ahir zamanda yeryüzüne ikinci kez geleceğini bildirmekte, ancak bu mübarek zat geldiğinde herkesin kendisini tanımayacağına dikkat çekmektedir