Şahitler Ne Dediler?

Aramadan 3 gün önce Adnan Oktar'ın evinde çok büyük bir temizlik yapıldı. Kütüphanedeki kitapların içlerine kadar varan ve toz dahi kalmayacak kadar titiz yapılan temizlikte anne Mediha Hanım'a kapıcı Yusuf Kepuç'la, komşu Müzeyyen Kaskan yardım etti. Temizliğin iki nedeni vardı: Kaybolan tapunun bulunması ve eve komplo amacıyla bırakılabilecek uyuşturucu, silah gibi kanundışı maddelere karşı arama yapılması.

Mediha Oktar (Annesi): "Toz Bile Kalmamıştı ki Paket Olsun…"

"Adnan kendisine komplo yapılacağını, evi çok titiz bir şekilde aramamı söylemişti. Tapumu da kaybetmiştim. Kütüphaneyi aramak için komşum Müzeyyen Hanım'ı çağırdım. Kapıcı da geldi. Kitapların hepsini indirdik. İçlerine tek tek baktık. Hepsi inince rafları arap sabunuyla yıkadım. En ufak toz bile bırakmadık. Sonra kitapları yine tek tek silerek yerlerine yerleştirdik. Garip hiçbir şey yoktu. Toz bile kalmamıştı ki paket olsun. Ben oğlumu tanımam mı? Adnan dindardır. Değil içki-uyuşturucu, sigara bile içmez, kokusundan bile iğrenir."

Yusuf Kepuç (Kapıcı) : "Kütüphanede Bir şey Olsaydı Görürdüm..."

"Mediha Teyze beni çağırdı , kütüphaneyi temizleyeceğiz diye. Tapuyu arayacakmışız. Bütün kitaplar indi. Tek tek silip silip yerlerine koyduk. Kitapların içinde tapuyu aradık. Öyle küçük paket falan gibi garip bir şey olsaydı görürdük. Mediha Teyze de görürdü, ben de görürdüm. Öyle bir şey yoktu."

Müzeyyen Kaskan (Komşu): "Paket Olsa Dökülmez miydi?"

"Mediha Hanım'a tapu lazım oldu. Kütüphanedeymiş. Kütüphanedeki kitaplar silkeleyerek tek tek arandı. Kitapların içlerinde tapu aradık. Öyle bir şey olsaydı, paket falan, dökülmez miydi?"

Kokain Komplosu İle İlgili Uzman Raporlarindan Bazilari

Büyük Britanya Glasgow Üniversitesi Adli Tip Bölümü

"Literatüre göre 62 saatlik bir zaman periyodundan sonra idrarda 5 mikrogram/ml. benzoilekgonin bulunması olası değildir."Rapor No: 041-330 4602Tarih: 17/03/1992

İsviçre St. Gallen Kanton Hastanesi Adli Tip Enstitüsü

"Bütün bunlardan bir kişinin kokain alması ve 62 saat sonra idrarında hala 5 mikrogram/ml'lik benzoilekgonin konsantrasyonu çıkması son derece imkansızdır."Priv. Doz.Dr. Med.Thomas SIGRISTRapor No: 262875Tarih: 10/3/1992

Aachen Adli Tip Enstitüsü

"Kokain tüketiminden 62 saat sonra idrarda 5 mikrogram/ml benzoilekgonin konsantrasyonu bulunması imkansızdır, kesinlikle mümkün değildir."Prof. Dr. M. BoguszRapor No: 0241-8755992Tarih: 28/2/1992

Tübingen Eberhard Karls Üniversitesi

"İdrar örneklerinin alınmasından 62 saat önce kokain kullanımı gerçekleşmişse, idrar örneğinde 5 mikrogram/ml benzoilekgonin bulunması mümkün değildir."Prof. Dr. Kurt BesselerRapor No: 07071-296057Tarih: 5/3/1992

Fransa İçişleri Bakanliği Polis Laboratuvari

"5 mg/ml'lik benzoilekgonin konsantrasyonu göz önünde bulundurularak kokainin 1 defada 62 saat önce alındığını söylemek imkansızdır.'' Prof. Dr. Alain VIALARapor No: 91 56 54 98Tarih: 10/3/1992

Almanya Hamburg Ünv. Adli Tip Enstitüsü

"Tecrübelerimize göre 62 saat önceki kokain alınımında idrarda 5 mikrogram/ml benzoilekgonin bulunması olanaksızdır."Prof. Dr. A. Schmoldt Rapor No: 040-4683934 Tarih: 25/2/1992

Münih Üniversitesi Adli Tip Enstitüsü

"Öldürücü olmayan dozda kokain kullanımında, idrarda yan madde 24-36 saat arasında tesbit edilebilir"Prof. Dr. Gerold KauerRapor No: 089-51605144Tarih: 28/2/1992

Avusturya Viyana Üniversitesi Adli Tip Enstitüsü

"Her ne dozda alınırsa alınsın 62 saat önceki kokain kullanımından sonra idrarda 5 mikrogram/ml benzoilekgonin konsantrasyonu çıkması tutarsız bir sonuçtur."Prof. Dr. W. VycudilikRapor No: 422726Tarih: 3/3/1992

İsviçre Basel Polis Ve Askeri Merkezi Adli Tip Laboratuvari

"Kokain kullanımından 62 saat sonra herhangi bir kişinin idrarında 5 mikrogram/ml. benzoilekgonin tespit edilemez."Rapor No: 061-2673907Tarih: 5/3/1992

Fransa Rene Descartes Üniversitesi Adli Tip Enstitüsü

"Eğer benzoilekgonin düzeyi gerçekten 5 mikrogram/ml. ise o kişinin kokaini 62 saat önce almış olması olanaksızdır."Prof. Dr. L. FournierRapor No: 43451613Tarih: 10/3/1992

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tip Anabilim Dali'nda bilirkişi olarak görev yapan uzmanlarca hazırlanan tezler de, 62 saat sonra kanda kokain tesbiti yapılamadığını gösteriyor.

Kokainin Adnan Oktar'ın Vücuduna Gözaltı Sırasında Girdiği Anlaşıldı.

Adli Tıp Kurum doktorlarından Levent Ülker'in kokain üzerine verdiği tezinde kokain ve yan maddelerinin tesbitinin yapılabildiği süre konusundaki ifadeleri dikkat çekicidir. Dr. Levent Ülker'in tezinde tespitin yapılabildiği süre "kokain kullanımından en fazla 48 saat sonra" olarak açıklanmaktadır. (Adnan Oktar kokain testi uygulandığında 62 saattir gözaltındaydı.)

Dr. M. Levent Ülker, "Kokain Metabolitlerinin Kan, İdrar, İç Organlarda İdantifikasyonu ve Adli Tıp Açısından Önemi" T.C. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı, sf. 49, İstanbul 1991.

Yine Adli Tıp Kurumu görevlilerinden Ümit Karakuş kokain üzerine verdiği tezinin 30. sayfasında kokain ve yan maddelerinin tesbitinin yapılabildiği süreyi şöyle açıklamaktadır: "Benzoilekgonin ve ekgonin ve ekgonin metil ester'in yarılanma süresi, 5-8 saat olduğundan, immunoassay yöntemleri kullanılarak kokain kullanımından yaklaşık 24-48 saat sonrasına kadar idrarda bu metabolitler bulunabilir."Buna göre, yapılan testlerde kokain, kullanımından en fazla 48 saat sonrasına kadar tespit edilebilmektedir. (Adnan Oktar kokain testi uygulandığında 62 saattir gözaltındaydı.)

T.C. Adalet Bakanliği Adli Tip İhtisas Kurulu'nun Raporu

"Kokain Yiyecek ve İçeceğe Karıştırılmak Suretiyle Alınabilmektedir"

T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp İhtisas Kurulu, Adnan Oktar'ın yargılandığı kokain davasıyla ilgili olarak hazırladığı 31.10.1991 tarihli raporunda kokainin yiyecek ve içeceğe karıştırılarak alınabileceğini açıklamıştır.

Bu rapor da gösteriyor ki herhangi bir kimsenin yiyecek ve içeceğine karıştırılarak fark ettirmeden kokain verilmesi mümkündür. Bu şekilde verildiğinde de o kişinin idrarında ve kanında kokaine rastlanmakta, kokain testleri pozitif sonuç vermektedir.

Fakat ağızdan verilen kokain, burundan ve damardan verilen kokainle aynı etkiyi yapmamaktadır. Ağızdan verilen kokain sonucunda, klasik kokain etkileri görülmemekte veya çok az görülmektedir. Bu nedenle kokain kullananlar zahmetli ve zararlı olduğu halde, daha tesirli olduğundan burundan çekme yöntemini kullanmaktadırlar.

İslam Dinine Göre Uyuşturucu Maddelerin Hükmü

1- Kur'an Ayetleri

a- Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi, 90)

b- Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi? (Maide Suresi, 91)

2- Peygamberin Hadisleri

a- Müskir olan (sarhoşluk veren) herşey haramdır." (Sünen-i İbn-i Mace, cilt 9, sf. 123)

b- "Sarhoşluk veren herşey haramdır." (Sünen-i İbn-i Mace, Hadis no 3301, 3306, 3388, 3389, 3393)

c- "Sarhoş eden herşey içkidir, her içki haramdır." (Kuyuf El –Kardavi, İslam'da helaller ve haramlar s. 77)

3- İslam Alimlerinin İzahları

a- Hamr (içki), ister yaş ister kuru ister yenilir ister içilir olsun, aklı gideren her maddeye verilen bir ad, bir vasıftır. (İmam-ı Zehebi, Büyük Günahlar s. 57)

b- Hamrla murad (kasıt) insanı sarhoş edip aklını örten herşeydir. Binaenaleyh, her neden yapılmış olursa olsun sarhoşluk veren içkinin cümlesi haramdır. Mesela afyon, haşhaş, penç gibi sarhoşluk veren, aklı bozan şeyleri yemek caiz değildir. Mayilerden vücuda zararlı olanları, insana sarhoşluk verenli içmek zarardır. Sarhoşluk veren bir şeyin azı da çoğu da müctehitlerin cumhuruna göre haramdır. Nitekim bir Hadis-i Şerif'te "çoğu sarhoşluk veren bir şeyin azı haramdır" buyurulmuştur. (Ömer Hasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali)

Adnan Oktar'ı Gözaltına Alınmadan Önce Görenler: "Adnan Hoca'nın Şuur Bulanaklığı Yoktu"

Adnan Oktar gözaltına alınmadan birkaç saat önce gazetecilerle çekilen fotoğraf. Gazeteciler Adnan Oktar'da herhangi bir konuşma bozukluğuna rastlamadıklarına ve şuurunun tamamen açık olduğuna dair imzalı belge vermişlerdir. Ama başında sürekli nöbetçi olmak kaydıyla geçen 62 saatlik gözaltı süresinin sonunda yapılan tahlilde Adnan Oktar'ın kanında kokain bulunduğu rapor edildi. Ancak 62 saatlik bir süreden sonra kanda ve idrarda kokain yanmaddesinin bulunmasına olanak yoktu. Bunun tek açıklaması vardı: Kokain, gözaltı esnasında ve aldığı yiyecekler yoluyla karışmıştır.

Adnan Oktar gözaltına alındığı gün sayısız kişiyle görüştü, konuştu. Basın toplantısındaki gazetecilerden, yemek yediği restorandaki görevlilere kadar birçok kişi Adnan Oktar'ın neşeli, canlı, şuurlu, olduğuna imzalı şahitlik yaptı.

Şermin Sezginer: Adnan Oktar'ı İzmir'de düzenlediği basın toplantısında gördüğümde, kendisi normalin dışında herhangi bir tavır ve davranışta bulunmadı. Konuşması normal ve düzgündü. Ne bakışlarında, ne de mimiklerinde bir bozukluk yoktu. Tam aksine gayet sağlıklı ve dengeli gözüküyor, sevecen, esprili bir tarzda konuşuyordu.

Ayla Oranlı: Adnan Oktar'ı Büyük Efes Oteli'nde öğleden sonra gördüm. Gördüğüm kadarıyla çok sağlıklı ve dinçti.Zeki Kaynak: Adnan Oktar'la İzmir'de karşılaşmamda kendisinde bir sarhoşluk, dengesiz veya tutarsız bir insan hali görmedim. Hareketleri, konuşmaları gayet tabii ve normaldi. Saat 14.30'da Efes Otel'in berberinde karşılaştık. Saç traşı boyunca konuştuk.

L. Sondamala: Saat 17.00-18.00 arasında çalıştığım Efes Otel Restoranında Adnan Hoca'nın dengesiz bir hareketini görmedim.

Doğan Has: Saat 15.45'te Alsancak Gündoğdu Center Cafe'de kendilerine bizzat kendim servis yaptım. Adnan Oktar'ın herhangi bir dengesizlik veyahutta bir sarhoşluk içerisinde olduğunu görmedim.Suat Azal, N. Kemal Gültekin, Caner Akbulut, Ziyaeddin Balcı, Abdi Budakçı, Celal Yazar: Adnan Oktar üç arkadaşı ile beraber lokantamızda muhtelif yemekler yedi. Çevresindeki kişiler ve kendisi gayet aklı başında insanlardı. Herhangi bir kötü tavır, davranış bozukluğu görmedik. Kendisi iyi giyimli, kibar ve mütevazi bir insana benziyordu.

"Global Masonluk" Kitabı ve Masonların Son Çırpınışları

1999 tarihinde disketleri kaybolan "Global Masonluk" kitabında yer alan bilgiler yeniden toparlanarak, kitabın birinci cildi Mart 2002 tarihinde basılmıştır.

Kokain Komplosu sırasında yaşanan haksızlık ve hukuksuzlukların bir benzeri de 12 Kasım 1999 tarihinde Bilim Araştırma Vakfı'na karşı düzenlenen operasyon sırasında yaşandı. 12 Kasım 1999 tarihinden itibaren Sayın Adnan Oktar'a ve BAV camiasına karşı büyük bir iftira kampanyası başlatılmış ve bu karalama aylarca sürdürülmüştür. Hiçbir gerçeklik payı içermeyen bu iftiraların tek nedeni ise, bazı güç odaklarının Sayın Oktar'ın ve BAV'ın milliyetçi ve mukaddesatçı çizgisinden ve bu yöndeki çalışmalarından duydukları rahatsızlıktır. Materyalist ve bölücü ideolojilere karşı yürütülen fikri mücadele, özellikle son dönemde hız kazanmış ve ülke çapında büyük yankı uyandırmıştır. Söz konusu operasyonda en dikkat çeken hususlardan birisi ise, Sayın Oktar'ın yıllardır süren araştırma ve incelemelerine dayanarak hazırladığı Global Masonluk isimli kitabının baskın sırasında kaybedilmiş olmasıdır. Türkiye'deki mason örgütlenmesinin yapısı, dünya masonluğu ile Türkiye masonluğu arasındaki ilişki, bu ilişkiyle ilgili bazı önemli ifşaatların yer aldığı bu çalışmada ayrıca, masonların bazı medya kuruluşları ve siyaset çevreleri üzerindeki etkileri de ele alınmaktaydı. Bu kitabın içeriği, 12 Kasım tarihinden önce çeşitli toplantılarda ve ortamlarda sohbet konusu da olmuş ve büyük ilgi uyandırmıştı.

Masonların uluslararası bağlantılarını, hiyerarşik yapılanmalarını, gizli faaliyetlerini ve gerçek yüzlerini gözler önüne serecek olan bu eser, mason örgütlerinde ciddi endişeye neden olmuştur. Bu nedenle de masonlar, bu kitabın basılmasını engellemek için girişimde bulunmuşlardır. 12 Kasım gecesi düzenlenen operasyonda, Global Masonluk kitabının arşivi niteliğinde olan üç disket, esrarengiz bir şekilde kaybolmuştur. Evde bulunan tüm disketlere el konulmuş ve bunlar bir süre sonra emniyet mensupları tarafından geri verilmiştir. Ancak Global Masonluk kitabına ait disketler geri verilmemiş, yetkili makamlar daha sonra yapılan yazılı başvuruya cevap olarak da, söz konusu disketlerin bulunamadığını açıklanmışlardır.

Adnan Oktar tarafından hazırlanan ve masonluk teşkilatının iç yüzünü gözler önüne seren eserler kamuoyunda büyük ilgi görmektedir.

Ne var ki, 12 Kasım komplosunun uygulama süreci gibi akibeti de diğer komplolara benzemektedir. Bugün gelinen noktada, bu komplo çerçevesinde ortaya atılan suçlamaların herbirinin mesnetsiz iddialardan ve asılsız iftiralardan ibaret olduğu somut deliller ile gözler önüne serilmiştir. Tüm bu yaşanan olaylar, Sayın Adnan Oktar'ın ve BAV camiasının fikri çalışmalarından rahatsızlık duyan çevrelerin, bu çalışmaları engellemek için her türlü yola başvurabileceklerini göstermektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu çevrelerin oyunu adli makamlarda ve devletimizin çeşitli kadrolarında görev yapan dürüst ve vatansever kimseler tarafından her defasında bozulmakta, hak ortaya çıkmaktadır. Masonların ve destekçilerinin bugüne kadar kurdukları tüm komplolar nasıl çökmüş ve hak ortaya çıkmışsa, bundan sonra kurulacak her türlü komplonun da akibeti aynı olacaktır.

Nusret ErsözAralık 2002