Sonsöz

21. Yüzyılın Müjdesi

Bu kitap boyunca, öncelikle son 30 yılda bilim ve felsefe alanlarında ateizmin büyük bir çöküş yaşadığını, tüm dünyada Allah'a olan inancın güçlendiğini ve dinin yükseldiğini inceledik. Ardından da dinin yükselişinde en önemli rolü İslam'ın oynadığını gördük: İslam'a dönenlerin sayısındaki artışı, devlet adamlarının ve siyasetçilerin İslam'la ilgili açıklamalarını, medyanın İslam'a olan ilgisini ele aldık. Tüm bilgiler alt alta konulduğunda, dünya genelinde yoğun olarak İslam'a yöneliş olduğu, İslam'ın dünya gündeminin giderek en önemli konusu haline geldiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmeler dünyanın artık yepyeni bir döneme doğru ilerlerdiğine işaret etmektedir. Bu yeni dönemde, Allah'ın izni ile, İslamiyet önem kazanacak, Kuran ahlakı insanlar arasında dalga dalga yayılacaktır. Bilmek gerekir ki, bu yöneliş tam 14 asır önce Kuran'da müjdelenmiş olan çok önemli bir gelişmedir. Ayetlerde Allah şöyle buyurmuştur:

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)

Nur Suresi'nin 55. ayeti de İslam ahlakının tüm dünyaya yayılacağına işaret eden ayetlerden biridir. Ayette şu şekilde buyurulmuştur:

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)

Görüldüğü gibi İslam ahlakının yayılması Allah'ın iman edenlere bir vaadidir. Bu ayetlerle birlikte Peygamber Efendimizin pek çok hadisinde de Kuran ahlakının dünyaya hakim olacağı bildirilmiştir. Buna göre ahir zaman olarak adlandırılan kıyamet öncesindeki dönemde, insanlar önce haksızlığın, adaletsizliğin, yalanın, sahtekarlığın, savaşların, çatışmaların, kavgaların, ahlaki dejenarasyonun yaygınlaştığı bir dönemi yaşayacaklardır. Bu dönemin ardından ise, Kuran ahlakının dalga dalga insanlar arasında yayılmaya başladığı ve en sonunda tüm dünyaya hakim olduğu Altınçağ gelecektir. Peygamberimiz (sav)'in Altınçağ'ı müjdelediği hadisler ve bazı İslam alimlerinin bu konudaki yorumları şu şekildedir:

Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)

Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur (Tevbe Suresi, 33)

Adalet o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. Dünya, adeta asr-ı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)... Kurtla koyun birarada oynayacak, yılanlar çocuklara zarar vermeyecektir. İnsan bir avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir. Riya, riba, zina, içki kalmayacak, ömürler uzayacak ve emanet zayi olmayacaktır. Kötüler helak olacak, Peygamber Efendimize buğzedecek kimse kalmayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)İnsanlar oldukça hayırlı, yaşantıları gayet rahat olacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Ahmed İbn-i Hacer-i Mekki (Heytemi), tercüme: Müşerref Gözcü, s. 54)... Eşyayı, malı dağıtacak, fakat bolluktan dolayı kabul eden olmayacaktır... (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.31)

Hadislerde de görüldüğü gibi Altınçağ adaletin, bolluğun, bereketin, huzurun, güvenliğin, barışın, kardeşliğin hakim olacağı insanlar arasında sevgi, fedakarlık, hoşgörü, şefkat, merhamet, sadakat gibi duyguların yoğun olarak yaşanacağı bir dönem olacaktır. Peygamberimiz (sav) hadislerinde bu kutlu dönemin Mehdi'nin vesilesi ile yaşanacağını belirtmiştir. Mehdi, ahir zamanda gelecek ve tüm dünyayı içinde bulunduğu kaostan, adaletsizlikten ve ahlaki çöküntüden kurtaracaktır. O, inkarcı ideolojileri ortadan kaldıracak, dünyanın dört bir yanında devam eden adaletsizlikleri, zulümleri, terörü sona erdirecek, dinin Peygamberimiz (sav)'in dönemindeki şekliyle yaşanmasını sağlayacak, Kuran ahlakını insanlar arasında hakim kılacak, tüm dünyada huzuru ve barışı tesis edecektir.

Mehdi'nin üstlendiği bu görev çok zorlu, ciddi çaba gerektiren ve çok kapsamlı bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yüklenecek ve başarıyla yerine getirecek olan Mehdi'nin, -bazı İslam alimlerinin de dikkat çektikleri gibi- ahir zamanda hakim olacak bir şahs-ı manevi olması çok yüksek bir ihtimaldir. (En doğrusunu Allah bilir). Kanaatimizce Mehdi, yüksek ahlaka sahip, kahraman, fedakar Türk Milleti'nin imanlı ruhunu tasvir eden bir şahs-ı manevidir. Milletimiz, geçmişte üç kıtaya nizam vermiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun mirası olarak, büyüyüp bir süper devlet olacak ve zamanı geldiğinde İslam ahlakını temel alarak, bütün insanlığı çağdaş, aydın, barış ve huzur dolu bir dünyaya taşıyacaktır. İşte Mehdilik budur.

Bugün dünya üzerinde yaşanan İslam'a yöneliş ve yeni dönemde Türkiye'ye biçilen rol, Kuran'da ve Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde müjdelenen dönemin çok yakın olduğunun önemli işaretleridir. Temennimiz Allah'ın bizleri de bu kutlu döneme şahit kılmasıdır.

Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)

Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)