MEHDİ CEMAATİ, MÜNAFIKLARIN AYRILMASIYLA, DEMİRİN KİRİNİ PASINI ATMASI GİBİ TEMİZLENECEKTİR

MEHDİ CEMAATİ, MÜNAFIKLARIN AYRILMASIYLA, DEMİRİN KİRİNİ PASINI ATMASI GİBİ TEMİZLENECEKTİR

Enes ibn Malik şöyle dedi: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Deccal gelecek, nihayet Medine'nin bir tarafına inecek. Sonra MEDİNE ÜÇ KERE SALLANACAK (deprem olacak) DA ORADA BULUNAN HER KAFİR VE MÜNAFIK ONA DOĞRU ÇIKIP GİDECEK". (Buhari, cilt 15, s.6976-6977, no.68)


.Sonra MEDİNE ŞEHRİ SAKİNLERİYLE BERABER ÜÇ DEFA SALLANACAK, BUNUN ÜZERİNE (MEDİNE'DE BULUNAN) MÜNAFIK ERKEKLER VE KADINLARDAN HİÇ KİMSE KALMAYIP HEPSİ ONUN YANINA GİDECEKLER ve böylece demirci körüğünün demirin kirini, pasını giderip attığı gibi Medine'de pisliği (yani habis insanları) dışına atacak ve o güne kurtuluş günü denecektir. (Mace Cilt 10, s. 331-335)

Hadislerde Mehdi cemaatinden kopmalar olacağı haber verilmiştir. Bu dönemde, Kuran'da münafık olarak adlandırılan kahpe tıynetli insanlar Mehdi'nin yanından ayrılacaklar ve bu vesileyle Hz. Mehdi cemaati tüm pisliklerden kurtulup, tertemiz arınmış bir hale gelecektir.

Tarih boyunca her hak davada döneklik yapan, davasından dönen kahpe tıynetli insanlar her zaman olmuştur. Peygamberimiz (sav)'in döneminde de bu tür insanlar olmuş, gösterdikleri alçakça karakterleriyle tarihe geçmişlerdir. Hz. Mehdi döneminde de Allah'ın bu Adetullahı tekrarlanacak, ancak bu durum, yine tarih boyunca her hak toplulukta olduğu gibi Mehdi cemaati için çok büyük bir rahmet ve güzellik olur. Böylece Hz. Mehdi cemaati sadece samimi iman etmiş halis Müslümanlardan oluşan temiz, salih bir topluluk olacaktır.

Ayrıca rivayetlerde, Mehdi'ye yapılan saldırılara, münafıkların bu saldırıları fırsat bilip fitne çıkararak ayrılmalarına işaret ediyor. Rivayet münafıkların, kafirlerin Müslümanlara saldırı anlarında depremlerin olacağına işaret ediyor.

Kuran'da da Müslümanlara yapılan saldırılarda yer ve göğün şuurlu olacağına Allah şöyle işaret etmektedir:

Andolsun, siz oldukça çirkin bir cesarette bulunup-geldiniz.
Neredeyse bundan dolayı, gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti. (Meryem Suresi, 89-90)
 İslam tarihinin her döneminde, müslümanlar zorluklarla karşılaştığında davasını bırakıp giden, müslümanlara arkasını dönen kahpe tıynette insanlar olmuştur. Her davanın döneği olduğu gibi müslümanların arasında da dönekler vardır. Bu kişilerin diğer adı da münafıktır. Münafın müslümanların arasından gitmesi büyük bir nimettir. Allah münafıklarla ilgili şöyle bildirir:Sizinle birlikte çıksalardı, size 'kötülük ve zarardan' başka bir şey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara 'haber taşıyanlar' vardır. Allah, zulmedenleri bilir. (Tevbe Suresi 47)Bir münafığın müslüman cemaatinde kalması bir tehlikedir. Gitmesi de bu salih topluluğun temizlenmesi anlamındadır. Gitmesinde çok büyük hayır vardır.Ahir zamanın dehşetli ortamında; kahpeliğin, alçaklığın, dönekliğin hakim olduğu, zalim insanların bu kadar yaygın olduğu bir durumda, müslümanların birlik ve beraberliğinin ne kadar önemli ve acil olduğu açıktır. Böyle bir ortamda Müslümanların birbirlerinden ayrılıp dağılmalarının, yalnız kalmalarının ne kadar tehlikeli olduğu daha da iyi anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, zorluk anları Müslümanların birbirlerine olan sadakatlerini ve tesanüdlerini arttıran kıymetli anlardır.Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın... (Ali İmran, 103)
Müminler Allah'ın bir emri olarak kendi aralarında bir birlik olarak Allah'ın dinini yaşarlar. Ve birbirlerine olan sadakatleri çok güçlüdür:Müminler Allah'ın ipine sımsıkı sarılır hiçbir şekilde dağılıp ayrılmazlar. bu haramdır. Birlik ve beraberliğin, özellikle asrımızdaki insanların yaptığı kahpeliklere, kalleşliklere ve düzenbazlıklarnıa karşı ne kadar büyük bir nimet olduğunu gördük ve görüyoruz. Bu da Allah'ın bir mucizesidir. Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever. (Saff Suresi, 4)
Müslümanlar birbirbirine kenetlenmiş betonarme bir bina gibi adeta saf bağlayarak, birlikte olarak, kahpelik yapanlara, müslümanlara oyun oynayanlara ve aşağılık insanlara karşı, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı mücadele ederler. Burada en önemli konu müslümanların kenetlenmiş şekilde hareket etmeleridir.Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir. Şimdi O ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah'a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir. (Ali İmran, 144)Her müslüman topluluğun mutlaka bir lideri olur. Peygamber Efendimiz (sav) de o devirde müslüman topululuğun lideriydi. O ölür veya öldürülürse bir başkası onun yerine lider olur. O lider de ölür veya öldürülürse bir başkası onun yerine lider olur. Bu silsile böyle kıyamete kadar devam eder. Hiçbir şekilde bu din sahipsiz kalmaz. Her zaman bir sahibi olur.Lider konumdaki kişi hapsedilebilir, yaralanabilir, hastalanabilir. Böyle bir durumda da yerine bir başkası geçer. Müslümanlık şahıslara bina edilmez. Müslümanlara yapılan oyunlar, karşı mücadeleler, kahpelikler onların önünü kesmez. Bilakis daha güçlenerek, şiddetlenerek devam ederler. Haksızlığa, adaletsizliğe, dinsizliğe karşı ilmi, kültürel bir mücadele yapmak müslümanın görevidir.Ümmetimden bir taife kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. (Ramuz El-Ehadis, 472 (Hakimin Müstedreki)
Ümmetimden bir taife, Allah'ın emriyle hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz. Tâ ki Allah'ın emri gelinceye kadar onlar insanlara galibdirler.Hz. Muaviye RA (Büyük Kıyamet Alametleri, 472/1, http://www.aitco.com/sonuyari/public_html/kitap/kiyamet/buyuk.htm http://www.aitco.cmehom/sonuyari/public_html/kitap/kiyamet/buyuk.htm Müslümanlar birbirbirine kenetlenmiş betonarme bir bina gibi adeta saf bağlayarak, birlikte olarak, kahpelik yapanlara, müslümanlara oyun oynayanlara ve aşağılık insanlara karşı, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı mücadele ederler. Burada en önemli konu müslümanların kenetlenmiş şekilde hareket etmeleridir.Ve haklarına saldırıldığı zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)
Müslümanlar haklarına saldırıldığı zaman (haksızlığa uğradıkları zaman) birlik olup karşı koyanlardır. Bu müslümanın bir vasfıdır. Kendilerine tuzak kurulduğunda, oyun oynandığında, zulüm yapıldığında, tuğyan ve ehli dalaletin saldırısına uğradıklarında birlik olarak mücadele ederler. Küfür ve ehli dalalet, Müslümanların inançlarını yok edebilmek için birbirlerinden ayrılmalarını ve böylece güçsüz düşmelerini beklerler. Gerçek bir mümin de böyle bir tuzağa asla düşmez.Meryem Suresi'nin 98. ayetinde; "Görmedin mi, biz gerçekten şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar." şeklinde işaret edildiği üzere masonlar, ahir zamanda bir kısım ateistleri, komünistleri ve bir kısım derin devlet çetelerini Müslümanların üzerine kışkırtacaklardır. Bu olay, hadislerde çok detaylı olarak anlatılmaktadır. Buna deccal komitesi denmektedir. Bu fitne-fesat güruhu Müslümanlara karşı her türlü kahpe saldırıda bulunacaklar, her türlü melaneti, oyunu işlemeye kalkışacaklar, her çeşit tuzağı kurmaya çalışacaklardır. Fakat Allah, onların bu oyunlarını başlarına geçirecektir Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız." (Kehf Suresi, 20)Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 217)İnkar edenler, resullerine dediler ki: "Muhakkak (ya) sizi kendi toprağımızdan süreceğiz veya dinimize geri döneceksiniz." Böylelikle Rableri kendilerine vahyetti ki: "Şüphesiz Biz, zulmedenleri helak edeceğiz. (İbrahim Suresi, 13)
Ayetlerde gördüldüğü gibi dinsiz, imansız olan tuğyan ve dalalet kendi fitnelerine ve düşüncelerine insanları çevirmek için uğraşacaklar, bunu elde etmek için her türlü melaneti işleyeceklerdir. Samimi inananlar buna karşı, ilmi-bilimsel metodlarla yiğitçe mücadele ederek karşı koyacaklar ve zafer kazanacaklardır.HAKKI GASPOLUNAN VE İNKAR OLUNAN MAZLUM İMAMINIZ VE BU (GAYBETİN) SAHİBİ (HZ. MEHDİ) ONLARIN ARASINDA DOLAŞIR, PAZARLARINDA GEZER, ONLARIN BASTIĞI YERLERDEN GEÇER. AMA ONLAR ONU TANIMAZLAR TA Kİ SONUNDA ALLAH KENDİSİNİ ONLARA TANITMASI İÇİN TIPKI HZ. YUSUF'A İZİN VERDİĞİ GİBİ ONA İZİN VERİR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 189)Hakkı gasp olunan ve inkar edilen mazlum; yani iftiralara uğramış olup da masum, suçsuz olan Mehdi insanlar arasında, pazarlarda dolaşacak, ancak insanlar Mehdi olduğunu ummadıkları için, herhangi bir insan zannederek  onu anlamayacaklardır.Küfr ve dalalet azgın olduğu için Hz. Mehdi mecburen yaşamını gizli olarak sürdürecektir:Sakr b. Ebi Delf rivayet ediyor, duydum İmam Muhammed Taki buyuruyordu:Sordum: Ey Allah'ın Resulü'nün torunu, niçin 'Kaim' adını almıştır?Buyurdu: Çünkü o, unutulmuş olduğu ve İmamlığı kabul edenlerin çoğu kendilerine sırt çevirdikleri bir sırada kıyam edecektir.Sordum: Onun "muntazar" (beklenen) diye adlandırılmasının sebebi nedir?Buyurdu: Çünkü o, yaşamını gizli sürdürecek, bu pek uzun sürecek, gelişi pek uzayacak. İhlaslı kimseler ortaya çıkışını bekleyeceklerdir...